Sakın dil verme dünyâya, kamu fi‘li hebâdır bil
Çeker fevka çalar süfle hep işleri belâdır bil
Ona meylin veren gâfil, yarın Hak’tan cüdâdır bil
Terceme-i nûr-ı Hüda din evvel Murtaza’dır bil
Arzû kıl mülk-i bekâyı hoş bu dünyâdan âhiret
Ne var bunda, kamu anda kucarsın hûriyle cennet
Bize böyle haber veren iki cihânın sultânı
O hana kalmayan dünya seni de kılar mihmânı
Geldi, gitti Süleyman’lar nic’oldu Nûşirevân’ı
Bulmadı derdine çâre, yele verdi o Lokmân’ı
Arzû kıl mülk-i bekâyı hoş bu dünyâdan âhiret
Ne var bunda, kamu anda kucarsın hûriyle cennet
Hani Âdem ile Havvâ o cennetten çıkıp geçti
Hazret-i Nuh sefînede ummân ile akıp geçti
Şit ile Sâlih, İbrâhim hem İsmâil, Yâkup geçti
Hâsılı her nebî, mürsel bu dünyâya bakıp geçti
Arzû kıl mülk-i bekâyı hoş bu dünyâdan âhiret
Ne var bunda, kamu anda kucarsın hûriyle cennet
Bunca evliyâlar bunda çektiler cevr ü sitemi
Ne izz’ine, ne câhına, biri kılmadı rağbeti
Gel ey nefsim gece gündüz Haktan iste hidâyeti
Ecel gelmiş baş ucunda içirir sana şerbeti
Arzû kıl mülk-i bekâyı hoş bu dünyâdan âhiret
Ne var bunda, kamu anda kucarsın hûriyle cennet
Çok güvenme mülke mala, bu dünyâ sana da kalmaz
Ne bir gedâ, ne bir sultân, mülkü hâkâna da kalmaz
Ne âşıka, ne ma‘şûka, o şîrîn câna da kalmaz
Alır bir gün salar kabre, Cemâl Turan’a da kalmaz
Arzû kıl mülk-i bekâyı hoş bu dünyâdan âhiret
Ne var bunda, kamu anda kucarsın hûriyle cennet
Kayıt Tarihi : 8.12.2009 02:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)