Oynanır büyük bir oyun,
Sanılır Müslim bir koyun.
Ey haddi aşan gafiller duyun!
Feraset-i müminle,
Bozulur her bir oyun.
Ferşten yükselir Arş’a,
Binler dil ile tövbe, dua, niyaz
Arş’tan iner ferşe,
Sonsuz hikmetle rahmet-i serfiraz.
Hayâyı zinet deyu takın!
Fetih sana senden yakın.
Yûnus sen Rabbinden sakın!
O’ndan uzak durma sakın!
Önce gelir, Millet-i İslamiye
Gelir sonra millet-i lisanîye,
İradenle seçilir, Millet-i İslamiye,
İhtiyârına bağlı değil ki millet-i lîsaniye,
O hâlde bu anlaşılmaz kavga ne diye?
Ehl-i nifak, atar ortaya bir fikr-i unsûriyet,
Ben edebiyattan pek anlamam!
Filiz vermiş sol yanımda sevdan.
İyiler bir bir gitti,
Bu ömür burada bitti.
Benim aklım mı yitti?
Vuslat için dua etti,
Bu firak ki bana yetti.
Gökten indiriliyor mücessem rahmet kar,
Fıskın ve zulmün kalmaz senin yanına kâr.
Her insan âciz, zayıf ve fakir halk olunur.
Bunlar insan olan insanı kibirden korur.
Ey nefsim!
Avukat gibi nefsini savunmayı bırak!
Hâkim gibi nefsini sorgulamaya bak!
Ta ki hidayeti lütfetsin sana Hakk.
Ey nefsim!
Değildir tesettür tarz,
Nass-ı Kur’an ile farz.
bir konu iki dize yedi kelimeyle ancak bu kadar güzel anlatılabilir. yüreğinize sağlık.
bazı şiirleriniz şifreli olduğundan anlayamasamda anladıklarım üzerinden şiirlerinizi beğendiğimi söyleyebilirim.
kaleminize sağlık.