Fazla dalma derin,
Hikmet denen okyanus,
Ya dünya kokacak Yûnus,
Ya kokacak dünya Yûnus.
Dur gitme, bekle!
Yazılır bir dize,
Âşığın dilinde,
Mükemmel bir hece,
Mahlukat coşuyor,
Yûnusla bu gece.
Bir rüzgâr olsam,
Sana eserdim yine.
Ve bir kuş olsam,
Konardım gönlünün dalına.
Kalbim
Yoktur bu dünyaya,
İkinci bir geliş,
Bak, gör
Her şey O’nu anlatır insana,
Düşün ve aklet!
Hikmet ise dilindeki naklet!
O bir eldi,
Güzel elçi,
Resûl geldi,
Davet etti,
Duyduk ve uyduk
Hakk’a kul olduk.
Söyle, nedir şu hasretin özkütlesi ki
Gramını dahi kaldıramıyor insan.
Söylediklerimi herkes duyuyor,
Sen söylemediklerimi duydun mu?
Ses verince herkes duyar,
Hakk’a giden yolda feda edilir ser,
Duysun bizi bu aşkla gökler ve yer.
Ey gönlümün sessiz çöldeki feryadı,
Sen'in ismin olur ruhumun kanadı.
Kâinatın nakşında saklıdır sırların,
Her zerrede yankılanır ilâhî aşkın.
Ey Rabbim, Sen’sin gönlümün ebedî aşkı,
Ulvi bir hizmet ile meşgul olanı,
Süfli bir hizmete davet,
Ne kadar eblehçe bir hareket!
Değildir tesettür tarz,
Nass-ı Kur’an ile farz.
bir konu iki dize yedi kelimeyle ancak bu kadar güzel anlatılabilir. yüreğinize sağlık.
bazı şiirleriniz şifreli olduğundan anlayamasamda anladıklarım üzerinden şiirlerinizi beğendiğimi söyleyebilirim.
kaleminize sağlık.