Gün gelir, vurduğun kadar vurulursun
Eteklerinde başlar bir dağdağa mevsimi
Güneş saçlar ağarır, çehrene aklar düşer
Kimsesiz aynaların işte tam karşısında
ey oğul, bilesin
milattan önceki
Hammurabi yasaları bile
daha adildir, daha yiğittir
Ceylan Önkol, Berkin Elvan, Narin Güran
Roboski'de katledilenlerin çoğu çocuktu
Yasin Börü, Erenler, Özgecan ve Leylalar
Dünyanın belki en geniş tımarhanesindeyiz
Çıldırıyoruz her gün yeni zalimliklere
Şahid olup susanların korkak devrinde
Kozmonotlar sevişir o çılgın boşlukta
O siyah sessizlikte zihin çaresiz kuyu
Gözler ateş kesilmiş, vahşi çığlıklar, keskin pankartlarla
Venüs kuşları sarar şu ihtiyar geceyi
Durdu yürek, durdu zaman, durdu mekan, durdu aşk
Fahişe problemler, delişmen formüller hep sustu
Sen şimdi o tertemiz gülüşünle,
Bahçedeki çiçekleri sulamaya göçtün.
Eteğine takıldılar, müşrik ilan ettiler,
Giderken bile gün yüzü göstermediler,
Can cana canan içinde
Canan cana can içinde
Canlar cansızdır canansız
İç içe, içler içinde
boynu bükük kitaplardır mezartaşları
okumayı söken arif yüreklere
hayır ölüm değil; kesinlikle
hep çıldımışçasına yaşamaklar kokturan
Ne ışık, ne hatıra, ne de bir seda,
Gittikçe küllenen bir ıslık ufukta…
Rıhtımlarda, derin tenhalar meltemi,
Göğün yüzüne boyar yattığın yeri.
Aşkın vurdu cana kalbi
Rızan cennetler cenneti
Sana kullukta özgürlük
Sensiz heryer cehennemdi
En büyük ateş canlıya
Canlı canlı yutulan bir ceylanın
Dünyaya o son bakışı
Karnını deşiyor çakallar ve sen
Manzarayı seyre dalmışsın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!