İki Şubatta babamın hicreti
Dokuz şubatta annemin firkâti
Habersiz ansızın göçüp gittiler
Gurbette yalnız çekerim hasreti…
Soğuk şubata sitemim bu yüzden
Kabirde sorarlar insana ne getirdin?
-Hiç !
Hırs, tamah, ihtiras… Sonunda ne kazandın?
-Hiç !
Nerde cüzdanın, nerde katların,yatların?
Yoksulum doğuştan, yüzüm gülmüyor
Evim yurdum viran, baca tütmüyor
Bahar gelmiş bağda bülbül ötmüyor
Derdime hiç çâre olmadın gurbet! ..
Bir tahta bavulla rızık bulmaya
Âdem’le gelmişiz biz bu dünyaya,
Şu kısa ömürde gönül yapmaya,
Bir imtihandır ki, koşup durmaya,
Hayatın gerçeği bir an gibidir.
Fakir dâim kıt kanaat geçinir.
Temiz tutar çevreyi temiz insan
Çocuk, genç, ihtiyar dikerse fidan
Pırıl pırıl hava, yemyeşil orman
Güzel insan, güzel çevrede yaşar! ..
Kentin sokağı, caddesi tertemiz
Yağar gönlüme ince ince,
Bazen lapa, bazen tipice.
Bembeyaz ipek yorgan gibi,
Üşüyen toprağa serince.
Bir nur gibi gökten inince,
Bilge insan olmak için,
Kitap en özel arkadaş,
Bilgi, kültür almak için,
Kitap en güzel arkadaş…
Sayfaları ışık saçar,
“Gel! ” davetiyle kucak açan,
Şeb-i arûsla Hakk’a uçan,
Şems’i yakan, Mevlâ’ya yanan,
Gönüller sultanı Mevlâna…
Deverân ediyor gezegen,
Yavan ekmekle soğanı, katık edip yesen de,
Herkes yeni esvab giyerken, müstâmel giysen de,
Gecekondu evine çalı-çırpı götürsen de,
Muhtaç olma muhannete, minnet eyleme dostum!
Aslı bozuk, nesli bozukla sakın çıkma yola,
Hocam yeni şiierler bekliyoruz siz de benim gibi arasıra yazıyorsunuz. Lütfen eser bekliyoruz
saygılarımla