Ma’siyetten taşdı kitabım yâ Resulallah
Nefs elinden düştü nikâbım yâ Resulallah...
Hevâ-yı nefse esâretten olmuşum bîzâr,
Kalmadı erkân-ı âdâbım ya Resulallah…
Sararıp döküldü yemyeşil yapraklar
Nerde bahçemdeki sümbüller, leylaklar
Rahmete sevdalı susamış topraklar
Hem güzel, hem hüzün mevsimi sonbahar…
Gazeller yerde, solmuş goncalar güller
Önce çocuklarla torunlar geldi,
Sonra gökten Cibril’le bir koç geldi,
Doldu neşeyle, sevinçle evimiz,
Anladım bugün gerçek bayram geldi…
(08 Aralık 2008)
Gelmiştik Bolu’ya gençliğe adım atarken
Yüreğimiz sılaya hasretle yanarken
Heyecanla en güzel hayallere dalarken
Nasıl geçti yıllar okuldan mezun olmuşuz.
İlk tayinle geçmiştik kara tahta başına
Hayatın taze çiçeği, gülü,
Mevlâ’nın inci mercan ödülü,
Yuvanın şakıyan bülbülü,
Neşe kaynağımızdır çocuklar…
Altın gibi saf, duru, temiz,
H akk’a âmâde ilim-irfan yolunda
İ hlâsla, aşkla koşar, vakıf uğrunda
K emâl-i edeb, hem şecâat sahibi
M eclis’in şuurlu Çankırı nâibi
E renler gönlünde didâr-ı yârı var
T elif, terceme sayısız âsârı var
Mâsivâdan dönüp mânâ bulmaya,
Gönül ikliminde nûra dalmaya,
Cennet bahçesinde huzur almaya,
Yûşâ Nebi’yi ziyârete geldik…
Beykoz’da maneviyat ocağı
Seher vakti kanat açar,
Yüce Hakk’ı zikir yapar,
Erken kalkar, rızka koşar,
Pencereme konar kuşlar! ..
Yuvasını kendi kurar,
Âşığım toprağına, taşına,
Sıcacık ekmeğine, aşına,
Surdaki sancağına, marşına,
Dünya gözdesi, kutlu İstanbul…
Güzeldir seninle çiçekler,
Tarihte muhteşem destanlar yazan
Şehit kanının rengidir bayrağım
Sen varsan okunur coşkuyla ezan
Kutsaldır vatanım şanlı bayrağım! ..
Bosna’dan Bağdat’a kale burcunda
Hocam yeni şiierler bekliyoruz siz de benim gibi arasıra yazıyorsunuz. Lütfen eser bekliyoruz
saygılarımla