Beş metre bez düştü adam başına
Başkada hiçbir şey vermediler ki
Yazdılar ismini mezar taşına
Altına yatağı sermediler ki.
Bir daha dön yeryüzüne
Arabistan çöllerinden
Herkesin yön ver yüzüne
O mukaddes ellerinden.
Yine aşkla sevgi getir
Gariban semtlerde gördüm sizleri
Kelebek ömürlü yoksul çocuklar
Harabe evlerin melek yüzleri
Kelebek ömürlü yoksul çocuklar
Cümbüşler curcunalar
Dost meclislerinde kırılan kadehler
Hüzünler sevinçler sevgililer
Yaz akşamlarında yıldızlar
Yakamozlar
Yaşamanın tadı tuzu
Yavaş yavaş batıyor vadesi dolmuş güneş
Kimin elinde kimin doğunca gitmemek hey
Usul usul sönüyor ocakta yanan ateş
Bitti kül oldu işte zor mudur bitmemek hey.
Savaş savaş nereye nereye bu gidişat
Kuzum, güzel kuzum, biricik kuzum
Seni de kurbanlık ederler gayrı
İçimde bir korku var sızım sızım
Vururlar alnından giderler gayrı.
Ah, geldiğin günden beri mutlusun
Ne zaman karşına geçsem üzüldüm
İsyanla bakarım sana aynalar
Hayal âlemine dalıp süzüldüm
Yıllarımı bana verin aynalar
Gençliğimi yine serin aynalar.
Yavaş yavaş gidiyoruz işte
Hızlı hızlı ölüme doğru
Çilesi umudu sevgisi ayrı ayrı
Hayatın acısı tatlısıymış doğrusu.
Bilinmez meçhule gitmeye
Anne anne nerdesin diye bağırıyorum
O mübarek olası bile duymuyor beni
İçin için ağlayıp insan çağırıyorum
Kimse adam yerine artık koymuyor beni
Buralar soğuk ıssız buralar korkunç arsız
Bilemedim çocuğum neden bahtın karadır
Zamanı senin için döndüremedim çocuk
Umutsuzca yaşaman yüreğimde yaradır
Feleğin ateşini söndüremedim çocuk.
Terk etmiş peteğini bal yapan ruhsuz arı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!