Hasta olsa da beden, ruhun yasta olsa da
Kafana mukayyet ol, yüreğini ezmesin
Kapanan her yaranın yeri çabuk dolsa da
Dertlerin dile gelip, ağızlarda gezmesin
Umut denen anahtar açar elbet kapını
yalın korkulardan, buruk bir gülüş
rüzgar çıplak ayak kumsalda gezer
mevsimin giydiği elbise rüküş
yağmur pencereme bir yürek çizer
ay öyle dolmuş ki sığmıyor göğe
gel yamacıma,
fısıltılarım ulaşmıyor
söyleyeceğim bilindik
bir tarafı hayat, diğeri ölüm
önemli olan gidebilmek dimdik
sandık arası gülüşlere inat
güve yeniği ilişkiler
bir tarafta dürülmüş beklerken
kat kat
isyana açmış ağzını fareler
Kalbim hüzünlerini teslim eder zamana
yıllar gardiyan gibi sürükler ardı sıra
Nasıl her gemi er geç, muhtaç ise limana
Aşk yürekte durmuyor, taşıyor mısralara
Bir bulut yarılır ya, gürlemenin ardından
Hani Rüzgar giyinir, haşmetli entariyi
Sonra güneş tutulur, en habersiz yanından
Siyah günü kovalar, sanki kedi fareyi
Sen tılsımlı rüya
Şafak sancısı
Ben haddi hesabı bilinmeyen
Acıların hancısı
Anımsıyorum
Çalkantılı bir günün yine kıyısındayım
Köpük köpük vuruyor dalgalar şakağıma
Belki yolun sonu bu belki de başındayım
Cesaretim yok dönüp bakmak için sağıma
Bozbulanık bir mavi göz boyu hep gördüğüm
Bir tuhaf sarhoşluk, bir soluk beniz
Bezginlik içinde yazılan şiir
Hüsrandan kapkara olmuş bir deniz
Ne varsa boğulmuş, umuda dair
Bir kuşun içimde kanat çırpışı
su içirirdi annem, acının üstüne
bardak boşalınca hafiflerdi
bitiremiyorum şimdi,
içire içire, tuzlu suyu yüreğime
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!