Şahbettin Uluat Şiirleri - Şair Şahbetti ...

Anneyi babayı koyduk toprağa,
Sıra bize geldi Sadi Efendi.
Biz de dönüyoruz sarı yaprağa,
İş rüzgara kaldı Sadi Efendi.
*

Eskiden X ülkesinde,
Tapucular ve gümrükçüler vardı,
Sıradan insanların sinir uçlarını yoklarlardı.
Ne şakacı insanlardı.

Yurttaşları

Bir büyük şehirde kaybolmuş gibiyim
Güneş yabancı camlarda
Yalancı ışıltılarla kandırıyor beni.
Onu farklı pencerelerde
Farklı parıltılarıyla görüyorum.
Birden fazla gölge olduğu malum,

Var edenin düzenine selam dur.
Arıdan bal süzenine selam dur.
Topraktaki köke, dalda meyveye,
Uçanına, yüzenine selam dur.
*
Selam dur gökyüzünün mavisine,

Topladığın malın, mülkün,
Seni kurtarmaz, kurtarmaz.
Şık giyimin, samur kürkün,
Seni kurtarmaz, kurtarmaz.
*
Adam bulup, dümen kurup,

Ressam, heykeltıraş dostum Ekber Kutlu Bey’e…

Ekber Abi bu kalasın,
İcabına bakar mısın?
Bu yumru yumru kütüğü,

Ben sana sataşmam, sen bana sataş
Şimdi zaman böyle oldu Mahmure.
Bir göz kırp, bir pas ver, gel yavaş yavaş
Şimdi zaman böyle oldu Mahmure.
*
Kadın var ki, iltifata doymuyor,

Doğu Türkistan'ı Çin hallediyor,
Çeçenistan, Kırım Rus'a emanet.
Irak Türkü, Kürdü yangın yerinde,
Bir Kobani'de mi sanki kıyamet!
*
Kudüs siyonistin elinde tutsak,

Yaşlılık

Kalem yazmaz kağıda,
Yükü kalır ağıda,
Kendine göre farklı,
İnsanın bu çağı da.

Cam düşer, cam kırılır.
Dağılır, tam kırılır.
Bu hava cıva, bu naz,
Tabi adam kırılır.
*
Göz kara, gözler kara