Uyku, sabah
Ve uyku, sabah
Tabiat
Vücuda uğradı
Küçük lokmalarla
Hiç ara vermedi
Peşinen mağluptu Meğirli
Ellerini iki yana salınıp dururken
Kimse övünçle yanında kalamazdı
Buzdan sarkıtlar izlerdi kıpkırmızı suratla
Üşüdüğünü nasılsa anlardı bir zaman sonra
Bir iklim iniyor usulca
Ama savruluyor saman çöpleri
Uçuşan her şey çok yavaş
Görmemi bekliyorlar sanki
Gökyüzü akıyor beyaz ve mavi
Çiçekler geliyor aklıma
Hadi tutun uçurtmama
Nasılsa şair demediler sana
Bırak inme aşağılara
Tutun yalvaran pervaza
Nasılsa şair demediler sana
Neden bu notla intihar edemem?
Kumla dolan ciğerlerim yok mu?
Bir karakaşlı yüzünden değil hem de
Hiç etrafına bakınarak intihar edilir mi?
Yolcu! Bak elinde kalan bir gölgelik
Sen kalmaya ısrar ederken nedir bendeki gitmelik?
O elimde yok,
Yok çünkü o...
Varlık kısbeti giymemiş,
Öylece duran bir mana sadece...
Bir emir, bir arzu o...
İçimden geçer
Tüm nehirlerin ayağı
Ne kuvvet ne destek
Ucundan aşınır ölüm
Yufkadan perdeli yürek
Işık için yangına kürek
Ruh lal-ü ebkem bir direk
Nimete açlık gerek
5-12-2002
Canan çağırır dilim
Canan bunda duymaz mı
Zilzal vurur yüreğim
Bunda gözün kırpmaz mı
Kerratla şamar aşkeder fırtına
Al döker yanağa bu cebri hava
Yanar dide kısık bakar etrafa
Yinede cezbolur gönül endama
8-12-2002
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!