Ne standart ölçülere
Ne biçilen kalıplara girebildim
Zaten bir terzimde olmadı benim
Yamalı sevdaların sökülen paçalarını
Ellerimle diktim de
Seni özlemek var ya gülüm
Seni özlemek
Gül bahçesinde ısırgan dermek
Sibirya da üryan gezmek
Ahraza nutuk çekmek demek
Sussam kendime zarar
Konuşsam ikimize
Kuşun burnu suya değdi mi
Değmedi mi?
Derken
Firariyim bu akşam
Firariyim kendimden
Gecem rahvan, gecem perişan
Bıraksam cihanı tutar, bağrımdan sızan
Gecenin zulmeti ar etti efkârımdan
Yine sicim gibi bulutlandı efkârım
Ensem illegal ağırlıklar ülkesi
Ucuz hesaplar da katledildi düşlerim
Nicedir içimde kol geziyor, çıyansı bir firar dürtüsü
Canına yandığımın dünyası
Yerimi de dar ettin, yenimi de
Kahırlıyım usta
Sen olsun sorma
Bilirsin suskundur duvarlar
Haksız yumrukları sineye çeker
Kanlı gözyaşlarına tanıklık eder
Deli dolu sevişmelerde başını eğer de
Dün gece sen gidiyordun!
Fütursuzca savuruyordun cümlelerini
Lime lime doğruyordun ciğerlerimi
Tırnaklarımı avuçlarımda kanatıyordum
Kızılcık şerbetini yudumluyordum; dudaklarından
Bir volkan patlıyordu, dişlerimin arasından
Bazen haylaz bir çocuk edasıyla
Bazen dağları deviren sevdasıyla bakardı
Mıh olup çakılırdı alnıma
Günlerce aç kalsam ekmek düşmez aklıma
Bir gökyüzüne bakardım, mehtaplı gecelerde
Bir gözlerine
Zakkum yılların erguvanıydık
Ne vakit hasretin gonk sesi vursa
Usanmadan eğirirdik kör düğüm saatleri
Olmadık zamanları bilinmez mekânlara ular
Dem tutardık vuslata
Yüreğimiz yekvücut
Ah! kendimden habersiz büyüttüğüm günahım
Ah! dilsiz kalbimin en tutuklu isyanı
Dudakların ki hançer, mahşer yeri heceler
Yadellerin bağında buz kesiyor geceler
Bir mevsim düşlüyorum baharsız olsun yazı
kalemini çok sevdim benim kelamıma cok yakın
kelimeleri sanki secerek kullanıyor
sanki önceden yerlerini belirliyor gibi
tek kelime ile kendimi okudum sanki... teşekkürler