Aylardan kasım, günlerden pazartesi
Paramparça bir gecenin
Zehir zıkkım saatlerin
Umarsızca bir gidişin ertesi
Köhne bir rıhtım misali bakıyorum ardından / ki demir alan son gemiydin ömrümün limanından
Hicaz bir ömrün, senfonisini besteliyorken saaatler
Çoban yıldızından miras nöbetlerdeyim
Nicedir değişti heyhat
Ebemkuşağının afilli rengi
Kızıl vuruyor Filistin’e
Kahverengi siniyor masmavi düşlere
Her birimiz, adam gibi adama rastlayamamaktan müştekiyiz de, hiç soruyor muyuz kendimize;
“Diyelim ki ömrünün bir yerinde rastladın bu adam gibi adama, peki sen kadın gibi kadın mısın”? diye
Adam gibi adam da muhtemelen, kadın gibi kadın bulamamaktan muzdariptir doğal olarak. O zaman öncelikle, çuvaldızı başkalarına batırmadan evvel iğneyi kendimize batırmayı öğrenmemiz gerekiyor.
Tekmil-i kelam, sıradan adam istemiyorsan, sıradan kadın olmayacaksın vesselam.
Yani
Üzüm misalidir insanoğlu dediğin
Kimi ak, kimi kara
Kiminin buruk tadı
Kimi şekerden âlâ
Kimisi kütür kütür,
Koparılmaz dalından
Gelmedin ya
Canım dar, yüreğim lalezardı
Yıldızlar şahlandı, sabah olmadı
Gecenin nefesi boğazında tıkandı
Ateşböcekleri gözlerimle ağladı
İçimin çığlığı afakı sardı
Bu gece
Çoban yıldızından devraldım nöbetleri
Hicaz bir ömrün, senfonisini besteliyor saatler
Ebemkuşağı renk değiştirmiş
Kızıl vuruyor Filistin’e
Kahverengi siniyor düşlere
Ne sen kusursuzdun
Ne de ben tam
Küsuratsız kalkamadık meşk sofrasından
Yanlış hesaplar Bağdat’ tan döner de muhakkak
Sükûnetle bekleyen görüyor ancak
Müsveddesi bol oluyor, müstesna aşkların
Bulanmadan durulmuyor, baktığımız ufuklar
Gözlerinden öteye, söyle kaç mil var Şiyar
Yıldızlar ağır aksak, yol alırken gecede
Kalem kırılmadan
Kelam düşü/yordu
Akordu bozuk bir kemanın telleri gibiydik Şiyar
Acem ellerinde insafsızca gerildik
Göğsümüzü siper ederken âlemin kahpeliğine
Minicik beyinlere
Uzun uzun cümleler kurardık önceleri
Sanırdık ki
Tutunupta büyüyecekler cümlelerimize
Gün oldu
Kaynarsuda yıkanmış, yün kazaklar gibi
kalemini çok sevdim benim kelamıma cok yakın
kelimeleri sanki secerek kullanıyor
sanki önceden yerlerini belirliyor gibi
tek kelime ile kendimi okudum sanki... teşekkürler