Denize atlar gibi koynuna düşsem
Sır üstü bıraksam yanına kendimi
Ellerimizden bağlansak sonsuzluğa
Uyusak uyansak Hiç sabah olmasa
Her cümleden sonra öpsem seni
Susmasak bayılana kadar konuşsak
acıları pembeye boyasam
gerçekler seni güldürür mü
saatleri çalsam
zamanları durdursam
dünya durur mu
gün seni
Pişmanlıklara vaktim yok
Düşmanlıkları hatmettim
En kadim kuralları dize getirdim
Canım yanmıyor artık
Acıyı acıyla geçirdim
Çözülür ipleri siyahın
Dökülür yıldızlar gözlerime
Elimden düşer elim
Tutunurum kirpiklerine
Tenime dolaşır kokun
Seni aranır bendeki ucun
yarim senin ettiğini
İnsan düşmanına yapmaz
İnim inim inler oldum
Göz ucuyla bile bakmaz
Benim şu yandığım gibi
Yokluğumu hissetmeyen
O yüreğin taş olur
Beni sana sevdirmeyen
Her şey düşmanım olur
Bu Aşkımı görmeyen
Bahçelerimin Bağlarımın
Dağlarımın Sahibi
Kalbimin atışı gibi
Özlemin hiç değişmedi
katışıksız
Beklerken çoktan bitmişleri
Nereye çekersen, demiştimleri
Ucu açık “mutluluğa” kaldırdığın kadehi
Üstüme almadım
Öylece çıktım
Küçücüktüm küçüldüm
Avucuna sığdım
Hak bilip ben seni
Sana sığındım
Dünya yıkılsa üstüme
Altından çıktım
Seviyorum evet
İtirazım yok
Ama hayat hiç öyle değil
Kaç kere söyledim
Bırak da seveyim
Uçup kaçtığın yer kuş yuvası değil
189 dan neden 20 küsüre düstü
189 şiir den neden 20 küsüre düstü
Merhaba
Neden şiirlerinizin sayısı azaldı acaba