Yağmurlu bir geceydi
Kadın, koşar adım yürüyor
Bilinmezliğe doğru yol alıyordu
Geçmişe dair içini acıtan hatıraları
Hafızasından kazımak istiyordu
Geride bıraktığı şehrin ışıklarından
Seni öldü diyorlar
Sen nasıl ölürsün ki, Ya Muhammed!
Peygamberler ölmez ki...
Hele sen;
Peygamberlerin en üstünü
Alemlerin
Elimi koydum yüreğime
Yüreğim buz gibi soğuk
Yüreğim suskun, kırgın, üzgün
Yüreğim geçen zamana küskün
Mazide kalan gerçek aşklara
Etrafımda haksızlık kol gezerken
Hakikatı haykırmak neye yarar
Vicdanı kör olana sesini yükseltmek
Zalimin yüzüne tükürmek neye yarar? !
Adalet şiddete teslim olmuşken
Yollarına düştüm, ey kutlu Nebi
Çekilmez oldu Medine hasretim
Sana layık olmasam da Efendim
Ravzana yüz sürüp ölmek isterim
Sensin benim nur yüzlü Peygamberim
Sana olan hasretimi nasıl anlatayım
Bazı duygular kağıda yazılmıyor babam
Yokluğunun acısını nasıl unutayım
Paylaşılmayan acılar çoğalıyor babam.
Özleminin ateşi sönecek gibi değil
Dokunma
Acıtma yaralarımı
Sensizlik yeter bana
Ben ebediyete kadar
Terkettim dünyalık aşkı
Allah, yeter bana!
Özlemin dağ oldu yüreğimde
Bu dağ korkutuyor beni babam
Ben sırtımı sana yaslamazsam
Hiçbir dağı aşamam ki babam
Yokluğun çığ gibi üzerimde
Bak şu koskoca dünyanın haline
Hiç kimseler çare bulamaz ölüme
Dünyevî sevdaların peşi sıra
Ademoğlu çıkmış çığrından zira.
Çocuğun burnu bir karış havada
Bir akşam sessiz sessiz gel yanıma
Elinde beyaz papatyalar olsun
Bir şefkat busesi değdir alnıma
Aldığım en büyük hediye olsun!
Gece imrensin mehtap aydınlığa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!