Yaz gelende açar yaylanın gülü
Gül naz eder, ağlatır, şeyda bülbülü
Gizliden sevdası olanın günü
Karşıdan karşıya bakmakla geçer
Küstüysen gel, kara gözlü, barışak
Kumrular hu çeker
Müminler Allah der
Gözünden yaş döker
Şu seher vaktinde
Erkenden uyanmak
Gül açar
Bahar gelir, gül açar
Senin bir gülüşünle
Yüzünde bin gül açar
***
Dile yarim
Bazen seni görüyorum Ankara sokaklarında
Bu odur diyorum, peşinden gidiyorum
Fakat hayallerim boşa çıkıyor
Yüzüme kapanıyor umut kapılarım
Her taraf taş duvar oluyor
Güller soluyor, gökler kararıyor
Neden yaptın güzel bana bu nazı
Aramızdan kara kedi mi geçti
Neden dinlemezsin dediğim sözü
Aramızdan kara kedi mi geçti
Hem beni üzersin hem de kendini
Merdini de deli gönül merdini
Dökemedim hiç kimseye derdimi
Özledim yarimi, güzel yurdumu
Şu gurbet ellerde kimsesizim ben
Ellerin yurdunda bir garibim ben
Dert etme her şeyi bulunmaz dibi
Havalar açacak, dinecek tipi
Yardan mektup almış sevgili gibi
Sevin de neşelen, bir bak istersen
Nasihat kolaymış, tutması zormuş
Ölmek, ne güzel şey
Zihinlerde canlanan hayallerin,
Lekesiz, temiz bir aşkın
Üzücü sonudur bu belki
Yalnız sevgili uğruna
Onun yoluna akıtılan gözyaşları
Dökülmesin gözlerinden asla yaş
Eksilmesin mutfağından sıcak aş
Sağlık ile nice yıllara ulaş
Doğum günün kutlu olsun arkadaş.
Çoluğunla, çocuğunla hoş yaşa
Yine esti ayrılığın rüzgârı
Kışa döndü gönlümün ilkbaharı
Kar kapladı başı yüce dağları
Ahu gözlü nazlı yardan ayrıldım
İşi gücü terk eyledim ben artık
Merhaba,
Rüzgarlı Sinop'u Nükleer Sinop'a dönüştürmek isteyenler var. Güzel şiirinizin anlamının sürekli kalması kalması için 'RÜZGARLI SİNOP' tan yana kalın.
Dost selamlarıyla.