Sabahın güneşi sabaha kalsın
akşamın güneşi akşama…
Günlerin gündüzlerin güneşi
Alnıma
Yalnız alnıma değsin ellerin
Yaşı, sonbaharın yaşında sevdalarla
Yaşadım ve yaşlandım İstanbul'da
Bu hicran, kimden armağan sanıyorsun?
Yaz Kuşlarının sisine gömdüm acılarımı
Sevdiğim kadınlarda kaldı yıllar ve yıllarım
Yıllar ve yıllarım kış mahsulü hüzünler
güz kokulu kederlerim
- Ne mi anlatır şimdi kuş kanadında sûretim?
Alnından öpmek isterdim seni
kirpiklerinin ucundaki kederden
dudaklarının ayışığından
çılgın sesinden yüreğinin
çığlığından acının
Kuşların dilini öğrettin bana
Çiçeklerin dilini
Özlemlerin, eylüllerin, gurbetlerin
Akarsuların ve zamanın
Ateşi sönmeyen zamansızlığın bir de
Sesimi biriktirmiyorum artık ağlama
Ne kadar gelişmiş olsa da acı üretimi
Yüzbinlerce kuş uçurdum hüzünden arınmış
Sen ki zehirlerini soydun sevdanın ve zamanın
Sesimi biriktirmiyorum artık ağlama
Kalbimde özlemi yok imkansız baharların
Küçücük odamda karanlığın dizine koyup başımı
canını canıma kattığım günleri düşündüm bu akşam
yalnızlığın gözlerinden öpüp saçlarını okşadım rüzgarın
sevdamızın dudaklarından sevinci emdim bir de hüznü ve ayrılığı
küçücük odamda karanlığın dizine koyup başımı
düşündüm bu akşam, meğer ne çok hisli sevmiştim ben seni
Sana vedaya gelmedim
Bu yağmuru getirdim sana
kederimi, bir de elvedamı
kalbimi getirdim, hasretinden
çırılçıplak kalmış vuslatımı




-
Mevlüt Uçur
Tüm YorumlarAllah rahmet eylesin, keşke daha önce tanısaydım seni. Şiirime çok şey kattın.