Koşup durdu bir hülyanın peşinden,
Kalmadı hiç gitmediği bir diyar.
Gide gide girdi çıkmaz kör yola,
Ne talihi ne yüzüne güldü yâr.
Çeker durur çile daha bitmedi,
BOĞAR, ufku sararak kızılca tülleriyle,
Yaşlı günü öldürür an be an batan GÜNEŞ.
Kâinatın rahminden sayısız yıldız DOĞAR,
EŞ yok mu sana hani? Gökte süzülen kamer...
Yüzünü görmeyince tatsız, tuzsuz AYAZLAR,
İlk kutlu varlığın adı ne idi?
Kafayı kavimle kan ile bozan.
Kimin varisisin bilmez gibisin,
Ademin mülkünde koşturup tozan.
Ben ben diyen benlik nefsinde kirdir,
Hep kendi kendime hep soruyorum,
Bunun içinde ne vardır sorusu.
Çık işin içinden bin bir kez yorum,
Ilgınlar içinde cinler fanusu.
Yelesi yakılmış kızılca kına,
Rüzgâr gazele döndürür dünyayı silip geçer,
Derler; Lokman ölümsüzlük iksiri nerde halâ? ..
Derd ortağı olduk bir kez zatına,
Bende de var seninkinden yaram az.
Devran böyle işte cihanın çarkı,
Döner yalan, durur yalan yaramaz.
Bilir miydin zaten ağız tadını?
Hayatın gadrini çeker dururum,
Ha deyince kaçıp gidilemiyor.
Azar azar bitse kalan umudum,
Ha deyince çekip gidilemiyor...
Yorulmadın gezdin tozdun aradın,
Var mı imiş bengi suyu buldun mu?
Burda mülkün tepetaklak olur da;
Ötelere yıkılmaz dam kurdun mu?
Adem ile yer yüzüne inince,
Bunca geçen üç on yılın ardından,
Bir baksam acaba ricat olur mu?
Kırk yıl daha, kırık kalbime ilaç,
Beklesem acaba icat olur mu? ...
31/12/2016/Ulaşlı
Cirmim zahir cürmüm zehir,
Deva olsa yetmez nehir.
Saat sahte zaman yalan,
Ne seksen yıl ne an tehir.
Ömür mevtle değiş tokuş,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!