Eski ayın kollarında yeni ay,
Bir gelir bir gider meddi cezirler.
Mevsimlerde gönül kaldı muhacir,
Baş ucunda cellat bekler sabırsız...
Soruldun kaç hüzünlü teşrinlerden;
Bekliyoruz gelmiyor ki dediler...
Dağ gibi yığılsa tez biter nakit,
Herkes anlar yalan zaman ve zemin.
Çabuk unutuldu yapılan akit,
Elest meclisinden çıkmışken demin...
Kulluğu leş gibi yere gömerken,
Bozuk temellere bina mı kurdum?
Duvarım mı eğri vurup yıksınlar.
Aşırıya gidip haddi mi aştım?
Okkam safi iken dara çıksınlar...
Aleyhimde fitne döndü sebile,
Yedi kat kubbenin altında ara,
Eksenimde miyim şaşıyor muyum?
Hilkat'im gereği yaşıyor muyum?
Ruhumla aramda var münazara...
Bu minval üzere yürürken hayat,
İş tutma namertle aklın şaşırtır,
Tor gerer önüne binden ziyade...
Tor'u yırtar atar merd oğlu mertte,
Sor merde müşkülü binden ziyade...
Sor ikiyle üçü etti on demez,
Son kullanma tarihi geçenler iner raftan,
Eskiyenler akınla yolculuk her taraftan.
Ne beriden bir soran ne öteden var haber,
Demek ki pek memnunlar bekleyenler araftan...
YARIN tez gelir geçer kalacak Baki ASIL,
Gezinme kenarında şu korkunç derin YAR'IN.
Şerli zaman içinde dersen; olayım DOĞRU,
DOĞRU felâha çeker Fûrkan kulbuna ASIL...
YARAR bir iş işlenmez nefse yüktür DEMESEN,
Altında bineğin yürük küheylan,
İzini sürdüğün av zarif ceylan,
İstiyorsan elbet vurursun amma;
Kader kalkanını kaldırsa o an...
Haksız menfaatte hep nizacısın,
İnsan yüreği bu nasıl yanmaz ki?
Yaşanan facia gözler önünde.
Bu nasıl iştaha kana kanmaz ki?
Tekbirlerle islâm görünümünde...
Ağlayan şehirler Halep, Humus, Şam,
Tavan tahtaları eğrilmiş isli,
Duvarları, kireç bembeyaz boya.
Göz, gözü görmüyor dışarsı sisli,
Yeni bir misafir gelirken soy'a...
Tavan tahtaları eğrilmiş isli..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!