saçı başı birbirine karışmış bir ayrılığa soyunurken,
en ortaklık yerde
en edepsiz halini sergilemekteydi bu şekliyle..
gözlerinden akan gecenin eşliğinde..
kelimelerin kifayetsizliği savrulurken dilinde,
her geçen gün, bir öncekinden hızlı geçmeye başladı; çünkü artık yoksun.
artık yok sana kavuşulacak saatleri iple çekmek,
artık yok bu zamanı uzun süreler ayna karşısında geçirmek senin için..
ve yok artık, ellerimi en dokunulmamış yerlerinden tutacak bir sen..
yoksun artık..
yok olmak, dünya üzerinden adının ve varlığının silinmesidir..
Adem den kalmayım,
tam da Havva nın olduğu yerde
sevilecek tek insanmışsın gibi..
sanki,
bir tek sen kalmışsın gibi.
Her şubatın 30’unda
pembe bir kar yağar
bu şehre
ve ben gelirim
aklına
Seni,
sensizlikle katıştırdım bugün,
arındırdım tüm ruhumu,
geçirdim ellerimin süzgecinden..
Damarlarımda dolaştırdım adını,
yok, hayır gelme..!
birikmiş yorgunluklarım var üzerimde
takılır ayağım anılara, düşerim yine yüreğine..
gelme..
gücüm yok karşılamaya
kopuverir en sağlam yerinden şah damarım
Hüzünlü mizacının ardına gizlediği derme çatma bir aşktı, tek verebildiği.
Ben sevmeyi, ona giden yolların sağ uçurumdan bıraktığımda bin parçaya ayrıldı
ve yosun tuttu zamanla. Aşk kelimesini hayatımdan çıkaralı çokça zaman oldu, yolda karşılaşsakta tanımamazlıktan geldi yüreğim onu.
Yarı yolda bıraktım tüm gelecek günleri, geçmişten gelen günlerin ise hesabı var kendince.. Bugünümü sattım düne, yarınımsa dünden kaldı gebe. Bir tek canım kaldı
içimde onu da koyup gittim yüreğine.. Yarsızlaştı içimde bir boşluk, üstü açıkta kalınca ve üşüttü aşk denen illet, bu acıysa çok başka..
Gece yarısı çalan telefon, hayra alâmet olmamalıydı. Karşıdan gelen ağlamaklı ses, dilinin ucunda biriken cümleleri döküp dökmemek arasında bir süre kararsız kaldıktan sonra, tüm cesaretiyle söyleyiverdi:
- 'Nasılsın? '
Tanıdık bir yabancı gibi geliyordu sesi.. Oysa nasıl unutulurdu her geceyi sabaha kavuşturan telefon konuşmaları.
- 'İyiyim..' dedi, boşta kalan eliyle yanı başındaki masadan destek alırken..
Geç kalınmış bir görüşmeydi bu. Verilen sözler tutulmaktan sıkılmış, kurulan hayaller yıkılmaya kendini adamış, gözyaşları yastığı ıslatmaktan vazgeçmişti.
Ama canlanıverdi işte her şey yeniden, ruh girdi tekrar bedene ve doğruluverdi yattığı yerden.
ne mi yapıyorum sensiz sabahlarda?
gözümü açar açmaz bir günaydın öpücüğü
konduruyorum sol yanına..
açıyorum bütün pencereleri,
akşamdan kalma sensizlik kokan odama
hava giriyor biraz içeri ve sen doluyor bütün hücrelerim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!