Türkülerin canı, kemik ve etiydi
Bozkır Tezenesi, Garip Neşetiydi
Evvelden ahire, sevdi o Leyla’yı
Karşısına aldı, ah yalan dünyayı
Dilinde türküler, elinden tezenesi
Bugün ölümünün, onuncu senesi
NEYE YARAR
Damla damla olup akmadıkça,
Merhametle dolup bakmadıkça,
Göz neye yarar.
Kelebek misali konmadıkça,
Anlattın hep bilimi,
Değiştirdin iklimi,
İlmik ilmik kilimi,
Dokursun öğretmenim.
Aydınlık için varsın,
Baharda gül misali çiçekler açan
Gülüşüyle dünyaya hep neşe saçan
İyiliğe doğruluğa kanatlanıp uçan
Meleğimsin öğretmenim
Hayat ile benim aramda ki kablomsun
Kimse kulak vermez ki bu çaresiz çığlığa
Mahkum edilmiş canlar, susuzluğa açlığa
Sorarım bilenlere, getirse açıklığa
Ölen yalnız insan mı? Asıl ölen insanlık
Kısık bir ses yükseldi, son nefeste acıyla
Beyhude bir ömür yaşar durursun
Yanlışı görmeden şaşar durursun
Amaçsız dörtnala koşar durursun
Kırat senin değil nal senin değil
Bu yalan dünyaya kanar durursun
Yönümüz düzgün olsun, şaşırmasın pusula
Ramazan paylaşmaktır, uzat eli yoksula
Gönüle bahar düşsün, bereketinle sula
Hoş sefalar getirdin, onbir ayın sultanı
Dualar gelsin dile, günahlar varsın affa
Düşmanların zulmü ki, kaldırılmaz zor yüktü
İnanç ve cesaretle, nice bilekler büktü
Topyekün düşmanlar, heybetinden ürktü
O kahraman komutan, Büyük Önder Atatürk'tü
Ateşler düşerken hain ellerden
Orman yangınları geldi illerden
Şehit haberleri düştü dillerden
Yürekler köz oldu yandı küllerden
Yurdun dört yanından koşup gelerek
Toprak suya hasrette, beklerken merhamet
Susuz çöl rüzgârında, külün de savruldu
Hicranınla sararmış, gönül suya hasret
Baharın habercisi, gülün de kavruldu
Yağdır Mevla’m kuluna, gökten rahmet rahmet
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!