Dokunmak isterdim yüreğine,
Bir kerecik değil, son kez.
Ve görmek isterdim yüreğinde,
Ya bir iz benden kalan;
Ya da bir boşluk, benden kalan.
O yüzden korkuyorum, dokunmuyorum!
Yüreğin benden gidince,
Gözlerimden yüzün silinince,
Mağrur gururun bensizliği seçince,
Gönlün başka bir sevda edinince,
Başka sevdanı sen benden gizleyince,
Artık bana hayatında yer vermeyince,
Sen bilmezsin,
Bizim burada Tophane dediğimiz bir yer vardır.
Dün orada oturdum,
Manzaram, Kale içi ve Akdeniz,
İki çay söyledim, bir sana bir de bana.
Ben afiyetle içtim, sen çayı soğuttun,
Aslında mutlu sonla biten tüm filmlerin senaryosu aynıydı;
sen başını dizime koyardın, ben mutlu olurdum, film de son bulurdu.
Hüzün mü olacaktı hep sende sevdiğim
Hep mi özleyecekti gözlerim, arayacaktı ellerim.
Vuslatı yok muydu bizim bu masalın
Sonu hep mi hüsran olacaktı çaresiz anıların..
Nesi yanlıştı bu sevdanın ki sonuna ayrılık koyduk
Öylesine değildi bu yalnızlık, mutlaka bir manası olmalıydı,
Bu hiçliğin içine benden başka bir şeyler daha sığmalıydı.
Acaba bir kaç parça hüzün süsler miydi garibim duvarlarımızı?
Veya bir kaç yudum daha kahır besler miydi duygularımızı?
Öylesine değildi bu yalnızlık, aynadaki bakışları bile deliciydi,
Suya bakınca gördüğünüz silueti dağıtırsınız ya elinizin bir kez değmesiyle,
İşte öylece dağıtırsınız bir insanın kalbini dilinizden çıkan tek bir kelimeyle.
(Dil yarası sen nasılsın bir şeysin?)
Bu kış havalar bir ayrı soğuk;
Geceler ayrı bir karanlık,
Sensizlik ise aynı ikisi gibi..
İnsanın kaderi yazılıdır. Merak ettiğim kaderimizi nasıl bir kalem yazdı? Hiç şüphesiz ki ilahi adaletin kalemi bizim bildiğimiz, hayal edebildiğimiz türlerin çok ötesindedir. Ve kaderimiz mutlaka ki basit bir deftere veya kâğıda yazılı değildir.
Peki, kaderi yazan kalem bildiğimiz türden olsaydı; hangi kalemi seçmek isterdiniz o zaman? Siz kendi geleceğinizi yazarken, kendi geçmişinizi anlatırken ne tür bir kalem kullanmak isterdiniz? Hiç bunu düşündünüz mü? Yorumlayalım:
-Bir tür insan vardır, mutlaka kaderinin tükenmez kalemle yazılmasını ister. Belki de bu insanlar kalemin adına aldanıyorlar, “tükenmez”. Oysa hayatta tükenmeyen herhangi bir şey yoktur, en başta hayatın kendisi tükeniyor, üstelik doğduğumuz o ilk andan itibaren tükenmeye başlıyor. O yüzden kalemin adı ne olursa olsun, mutlaka o hikâyeye en nihayetinde “SON” kelimesini koyacaktır; mutlu veya mutsuz son… bilinmez!
"Kafan yine güzel" diyorlar bana;
Normaldir!
Her düşüncesinde "güzel" olan yar varken, nasıl güzel olmasın kafam..?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!