Söyle rüzgar bu defa
_____________Ne yana esiyorsun hey!
Sence gelir mi yanyana
_____________Nazım Hikmet ile ney?
Orada kar var mı
Hala okula gider mi çocuklar
Yamalı lastik papuç, eksik urban ile
Doğu ekspresini gözlerler mi her gün
Yolcular eski gazete atar ümidiyle...
Edep, gönül aşıdır sevdanın ocağında
Pişer pişmez alınır hünkarın sofrasına.
Haya, göbek taşıdır gölgeler hamamında
Yıkanınca yollanır vuslatın otağına.
Sabır, acem sazıdır dervişin kucağında
Seninle aşk, yüzyıllar ötesinden bir soluk.
En özel sırların çözülmesi yürekte.
Nedenini bilmeden acı çeken bedenin
İki cana kavuşması bir ömür dönemecinde.
Seninle aşk, varoluş adına çıkılan yolculuk.
Kar gibisin dedi kadın
Tam bir soluk benizlisin.
Saçın, gözün ve dudağın
Silinse eriyeceksin.
Çok beyazsın dedi kadın
Bu gece yasak yok, yoklar gecesi
Elimde sevginin bin bir rengi
Yeri, göğü onunla boyayacağım.
Başlamadan biten sevdalar adına
Sessiz türküler yakacağım.
Fikrin yüzü ellerinde şimdi
Su gibi akışkan, saydam gözleri
At cehaleti, yakala nimeti
Aklı avuçlayarak ol medeni...
Sana hazırlanan reçete şimdi
Farkına varmadan puslu hayatın
Neyi ne ile kapadığının
Sarınmış örtüsüne geçen yılların
Nice insanlar tanıdım gözleri cennet,
Niceleri de var hatırlamadığım.
Belki de o yüzden silindi adın
Ne çok şey sığabilirdi aslında
Dokuz ay dediğin az mı
Zor geldi belki de
Yapamadık
Su gibi akıp geçti zaman
Bir köşesinden tutup da
Bugün yağmur yağacak
Ha yağdı ha yağacak
Yine o yaşlı adam
Ölü bir kuş gibi
Acı gibi, hüzün gibi
Titrek ışık, ay gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!