Bu şehir sensiz,
Bu şehir bensiz
Yarım, canım, darmadağın.
Gece sessiz
Dert çaresiz
Ben aşka muhtaç zavallı bir dilenci,
Yalnız sevgiden alırım, alırım ben direnci...
(Ağustos 94)
İlk aşkım, yıllar önce küçüksün çocuk derdi.
Sonra çok üşürsün, bu iller soğuk derdi.
Oysa o da bilirdi, çocukken vardı masal
Büyüyünce tüm büyü balon olup sönerdi.
İlk aşkım, yıllar önce yanık türkü söylerdi.
Bu yüreğe çift kurşun
Bir deli bakış
Gözlerin yok, silahın boş,
Karavana atış!
Bu yüreğe tek vurgun
Balık gibi, pul pul derya duygular
Yüreğimin ağlarına takılmışlar.
Balık gibi, ürkek çelimsiz onlar
Sudan çıkarıldı mı yaşayamazlar...
Kuşlar gibi, hür ve mavi umutlar
Dumanlı başının her ak saç teli
Sinemize batan zaman dikeni
Deniz gözlerine buğu çeperi
Takıp da yareye vurma hançeri.
Dumanlı başının her ak saç teli
Ben sana aralık bir kapı bıraktım
Belki sen büyüktün ve sığamadın.
Sen tutasın diye oltayı attım
Balık yemi yedi sense aç kaldın.
Kapıyı kapattım.
Kadın düşsüz bırakılmaya gelmez
Arzı bilinmeze çeker, o içindeki girdap.
Kadın amaçsız kollanmak istemez
Evreni ters yüz eder, ettiği içten bir ah.
19 Ekim 2004
Geçmişin kuytu köşesinde gizli
Unutulmuş bir sürgün hikayesi.
Tozlu, kırık, dökük ve eski
Bir o kadar da anlaşılmaz belki...
Hüznün miladı neydi bilinmez ki
Anlat yolcu!
Belli yıllar yılı suskun durmuşsun
İçinde bin bir volkan uyutmuşsun.
Akrep ve yelkovanla yarışırken
Saatini hep şafağa kurmuşsun...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!