Gelmeyen uykumada küfredeceğim şimdi!
Başkasının koynundan çıkmayıp gelmediğin ruhunada!
Küfretmeye bir yerden başlamak lazımdı bende şiir yazdım
Şimdi yumrugumu sıkıyorum
Şimdi tüm küfürlerin dilinden ısırıyorum
Şimdi hainliginin arkamdan konuştugunu duyuyorum
Gözlerimi sende açmıştım sende kapatıyorum
İhanetinle kesiyorum bak tüm kelimelerimi bileklerinden
Simdi azledilmesi gereken aşkını inatla icime hapsediyorum
Küfürlü gecelerin mum ışığında,
Kendimi aydınlatamayışımlara yazıyorum kötürüm şiiri.
Küfürbaz kadınların şiirlerini en içten dileklerim ile
Göklerin yüze makamına ulaştırıyorum.
Yeraltından diyor kimileri şiirlerime
Fakat bunlar düpedüz yer üstü.
Küfürlü geceler efendim.
Küflü geceler.
İçinizin orospu yalnızlığını,
Kim bilir kimin koynunda uyutuyorsunuz.
O içinizin çamuru var ya hani,
Ki ben dinsiz ağrılar kusarken kendi gömleğime, temiz olmak neyine diyip, kan bulaştırıyorsun ey Tanrı, ikimiz arasındaki siyah öfkeye! Sonra Küfrü Yedi Düvele Ulaşmış bir kadın bırakırken ardında, kutsal kitaplara benim günahlarımı yasaklıyorsun. Ayıp ediyorsun.
Ey Sevgili Tanrı Ey Günahkar Cennet! Sen yedi düvele küfürler ulaştırmak için benim gibi bir kadını rengarenk yaralıyorsun. Öfkenin kızıllığını üzerime bulaştırıp, içimi dağlıyorsun. Zihnimdeki depremlerin şiddetine şiirimin kafiyesini sebep gösteriyorsun. Beni akıllı bir deli ilan ederken, utanmadığın gibi bir de libidoma su katıp beni çoğalıyorsun. Sek içsene beni Tanrı ne duruyorsun? Yoksa içimde çoğalttığın edepsiz kadınlardan mı korkuyorsun? Ey Sevgili Tanrı, beni şeytan ile beşik kertmesi eden sen, şimdi bu içimdeki molozları temizlemek için benim ellerimi kullanıyorsun. Böyle olmaz beni iblise bulaştırıyorsun. Beni kanatıyorken, kendini silikleştiriyorsun. Bunları aslında çok iyi bilirken neden hem kendine hem bana bu oyunu oynuyorsun? Sana şirk koşarak kime varmamı istiyorsun? Tanrım! Konuş benimle! Dinsiz ağrılar biriktirmeme izin verme kırılası solumun içinde. Bu kadar yalnızlıklı bir kadın yaratmak ne için lazımdı söylesene?
Karanlık yüzümü senden çeviremiyorum istesemde. Ne çok kustum seni içimden, ne çok kırdım kafamın kabuk tutmuş, yosun tutmuş duvarlarını biliyorsun ya Tanrım. Seni şikayet edemiyorum kalbimin sivil piyonlu askerlerine. Ne işe yarar ki diyorum. Ne işe yarar bir Tanrı'ya kafa tutmak ya da sevmek onu bilemiyorum. Kafamın içindeki tüm prefabrik düşünceler yerle bir oluveriyor. Dağıldığım yerden devam ediyorum seni severek sövmeye. Işe yaramaz bir kaç mektup bırakıyorum gerimde. Ve sen ey Tanrı hâlâ beni görmüyorsun, yoksa sur'a üflendi mi bir elçi ile bana bildirsene.
Hadi mutlu numarası yapalım...
Nasıl olsa çıkmıyor yüzümüzde ki maskeler.
Kendi imgelerini yaratamayan,
Ordan burdan tümceler çalıp kendine yamayan
Ve eğretiliği ile övünen müsvette yazarlara lanet olsun! ! ! !
Ölüyor gibiyim, kırılarak...
Konuştuğum dili anlayan yok zaten..
Sussam iyi olacak.
şimdi...
Dudagındaki o kızıl ateş yok mu?
Nedendir daha koyu görünüyor..
Vücudundaki her renk soluklaşırken neden o koyulaşıyor..
Niçinler sanki birer birer dudaklarının kadehte bıraktıgı ruj izini öpüyor...
Kimsin Sen!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!