Gitmeni istiyordum,
Ki sen kaldıkça içimde,
Hep bir sol anahtarı kırıyordum, ellerimle...
Etrafımı kuşatan şu kalabalık yalnızlıktan,
Bir türlü kurtulamıyordum...
Dudaklarını ısırdığım tümcelerim,
En çok seni özlüyorum, bir kez bile kokunu içime çekemedim
Bir kez bile ağlayışını gülüşunü göremedim
Ellerine dokunamadım hiç
Katilmiyim ben, elleimde ki kan gider mi her dört şubatta bulaştırdığım beyaz yüzümden?
Uyuyalım mı ey yarasından öptügüm
Uyur belki de yaralarmız
Masum bir aşkın kime ne zarar olabilir ki?
Tanrı yaratmadı mı tutkuyu da, diğerleri gibi..
Öyleyse kutsanmış bir tutku için kim günah diyebilir?
Şimdi rahat bırak içinde ki tüm ona zincire vurulmuşları..
Tanrısal bir tutku ile yaşa aşkı ve öp anlından günahlarını..
İki kişinin günahı aşk olarak ödemesi ne acı..
Ağırlaşıyordu Yelkovanın yükü,
Akrebe aşık olmak ne zordu.
Tanrım!
Bu ne vakitsiz bir yorgunluktu.
özlüyorum...
yalan söylemedim sana hiç...
söylemiyorum...
Anlat Be İstanbul
Senin coğrafyan da kaç aşık vardı,
Anlat kaçı sevişti kaçı savaştı..
Anlat Be İstanbul Coğrafyana kaç şiir kurban gitti
Hangisi sisli bir Ankara zemherisi gibi sevdi
AH AŞEKA NASIL BİR SARILMAKTIR bu?
Kalbim kendi içinde yalnızlaşıyor mu?
AH AŞEKA seviyormusun beni yoksa öldürüyor mu?
Sen bilmediğim bir dilsin...
bBilmediğim bir din,coğrafya ve mevsim..
Günaydın solum, soluğum...
Günaydın içime teyellenmiş aşk oluğum...
Herkesin acısı kendine siyah...
Kimsenin acısını küçümsemeyin...
Bilemezsiniz belki de onun acısı sizin siyahınızdan,
Daha zifiridir..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!