Kendi yalnızlığımdan kendim öperim.
Beni sahte tümcelerinizin yapışkanlığına
bulamayınız!
Zira yapay bir sevgiyi gerçek bir narsistliğe tercih
ederim.
Yalnızlığımdan kendim öperek onu baştacı edeceğim. Naylon duygularınızın ikinci elliğinde
Ve ruhum çıktı bedenimden,
Uykulu gözlerimi asıyorum geceye,
Ki uyku ölümün en tatlı hali...
velhasıl kimse sizi ruhunuz için sevmeyecek!
varsa yoksa etiniz...
içiniz bir hiçken, dışınız paha edecek...
Vitrinimi sevmenden nefret ediyorum.
Ve Vitrinimi seyretmenden.
Kimliğimi kırdın sen,
Solumu kırdın anlıyor musun?
Sen benim varım, yoğumdun.
Evimi başıma, solumu içime yaktın!
Hiç birimiz çocukken olmak istediğimiz kişiler değiliz.
Hiçleştik...
Herkesleştik...
Şimdi her birimiz ilk hislerimize olan yabancılığı yaşıyoruz.
Ölmüşüz esasen yaşamayı bekliyoruz.
Yağmur yağıyor yine,
Kasım'ın kim bilir kaçıncı akşam üstü?
Her yer karanlık,
Sanki geceyi beklerken,
Gece olmuş bir gündüzü öykülüyorum...
Bir sokak lambasının altında,
Kitaplardan çıkıp gelmiş gibisiniz..
Ve ne tesadüstür ki ben kitapları severim bayım...
Ölüm bir bazen kadar yakınsa düş'tüğümü görmüyor olamazsın..
Şu tren raylarına bak ne kadar da güzel uzanıyor toprağa..
Benim gibi eski bi örtü yakışmaz ama...
Üşümesin diye uzanmak istiyorum tren raylarına...
Umutlarımı muaf tutmam gerek senden.
Çünkü koca bir yarasın sen,
içime ilmek ilmek teyellenen.
Mert adında ki her erkek Mert,
Onur adında ki her erkek Onurlu olsa,
Adam dediğin Ütopya olmaktan çıkardı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!