Heey
Seen!
Derenin kenarındaki,
Taşın üzerine oturmuş,
Önünden salak bir sineğin
Geçmesini beklemekte olan,
Şu semanın altı Feleğin koca hanıdır.
Ömür dediğin bu handa bir kısa moladır.
Feleğin sofrasına oturmak,
Her yolcunun borcudur.
Gel gör ki Felek dediğin biraz yavan aşçıdır.
Şerbeti tuzlu,kebabı tatlı,baklavası acıdır.
Daha dün Kaptan-ı Derya'sıydım
Koca bir Osmanlı donanmasının
Karadenizde
Bugünse kıçı delik
Çürük bir sandalda yalnızım
Çekmeye kollarımın gücü olmadığı
Sabah
...........Grilik
...................Ümit
Boğaz
...........Mavilik
....................Gemiler
Ay ışığımsın karanlık gecemde
Umutsuzluk sis misâli çöktüğünde
Değerli taşımsın aradığım yerde
Diz çöküp çamurların içinde
Sigaramın dumanısın içime çektiğimde
Hapsettiğim hayalimsin gözlerimde
Kızgınım öyle,kızgınım sade
Binbir indifa oluyor içimde
Ve ateşler kusuyorum
Her nefes verişimde
Kızgınım öyle,kızgınım sade
Uçurumlar aşmak kolay değil
Kolay değil uyanmak
Yalanların tatlı rüyasından
Ve gerçeğin kaynayan kazanına düşmek
Ve yürümek çırılçıplak
Zemheri ayazında
Gidiyoruz
Yolculuk bilinmeyene
Gidip de dönülmeyene
Gidenden haber bile gelmeyene
Gidiyoruz,umarsız bir halde
Gitmek,
Susarak.
Gitmek,
Gömerek hayalleri.
Çekip gitmek,
Vurup duyguları.
Teyyare olmuş hüzünler odamda
Benim gönlüm uslanmaz çocuk
Yüreğinde gezgin hayaller
Tahta arabasının freni bozuk
Göçebe dalgalar ümit taşır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!