Bakışına bakmaktı,hatam..
Bilemedim şarkılara kandım,hep kanarım..
Gözlerin karanlıktı gözbebeklerini göremedim..
Anlayamadım..bırak sönsün..
Bilirmisin ki;
Sessizliklerde bıraktığın bu yürek,
Soğuklarda donarken ateşten kor olur.
BİLİRİM Kİ;
SESSİZDE DEĞİL,
Çözülürüm,
Pamuksu bulutlar gibi,
Sensin diye..
İncecik parmakların
Tuşlara dokunuşu gibi..
Titreşirim..
National Geographic dergisi Haziran sayısında,yine İzmir’im ile ilgili bana çok ilginç gelen bir tarih bilgisiyle daldım gittim..
Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji bölümünden Yrd,Doç.Dr.Akın Ersoy hocamızın, Eski Smyrne kazılarını yürütmekte olduğunu da böylece öğreniyorum.. Çok sevinerek..
Yazıyı kaleme alan Oya Arman ise, güzel bir başlık bulmuş..
‘’Büyük iskender’in kentine yolculuk’’ demiş..
Anımsat bana,
Hem de şimdi, sevdiceğim,
Varken vakit,
Geçerken nefesim, henüz boğazımdan,
Bu geldiğim yerde,
Gördüğüm şu kapı,
Ne uzunmuş yolu bilinmezler gibi,
Toprağa atılmış Çin bambusunun.
Tıpkı bir öpücüğe varmak kadar bilinmezlere.
Önce kokusunu alırmış derinlerin o tohum,
Her gün,
O bildiğin,
Parıltılı kıyıda,
Basacakmışsın gibi,
Dalganın kıyısına,
En kıyısında,
Durmaz ki, taştan olsa,
Ayağına bakarken.
Yüzü yerde,
Yakar her Pazar’ı, bundan böyle.
İçine atar.
Yalnızlığı ünler, yeniden.
Belki de biraz
Endişelenmek gerek..
Kazanımlarımız adına..
Anlamsızca elimizden akan,
Bir temel atmakmış,
Yalnızca,
Kendinle kaldığında..
Bağımlılık yada,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!