Ey Yâr,
Ay yüzünü yüzüme döndür,
Gönlüme gir ataşımı söndür,
Ruhuma görün acımı dindir,
Aşk ile yanan Meşk olayım.
-
Gittiğin gün, içim yanar
Gözlerimden kan damlar,
Sen gittin de ne oldu ki?
Söyle başın göğe erdi mi?
Ben sensiz buralarda,
Tenha köşede yüreğim,
yangın ortasında
gittiğin günden beri,
dokunur yüreğim sana.
Şimdi gelsen/dönsen de nafile,
Yalnız kaldım, yalnız kaldım,
Dertlerimi sırtıma saldım,
Her derde razıydım amma,
yalnız kaldım ben…
Murat aldım, bu dünyada/ yalnız kaldım ben,
Susmak gerek bazen susmak,
Susup ta küfrünü içine kusmak.
Kaçmak gerek bazen kaçmak,
Kaçıp dışarıdan, derdini içine açmak.
Bakışları ile kandıran kem gözleri,
“Seviyorum”lara gizlenen sözleri,
Maskelere saklanan sahte yüzleri,
Sezmeyi bıraktım, susuyorum!
Bulamadım içinde Aşkı, öldü mü?
Aynı dili konuşan
Aynı gardaşın evladı
Yüce Türk Milletinin
Kopmayacak bu bağı
Benim soylu gardaşım
Yakınlar uzak oldu,
Gözlerim yaşla doldu,
Gitme dedim sana gülüm,
Dönüp ardına bakmadın.
Oy gülüm gitme dedim,
Uzaksın sevdiğim benden,
Kaçıyorsun sevgimden.
Öyle güçlü duruşuma bakma,
Beni kör kuyulara atma.
Gözlerinde ölmeyi özledim,
Hayat boyu sevmediğim tek oyun
“kulaktan kulağa” olmuştur.
Zira orada hiçbir zaman söylediğin kelime,
Söylediğin şekliyle yansımamıştır son noktaya.
Hep bir stres, hep ikiyüz,
Hep yalanımsı ve hep uyduruk gelmiştir bana.
kalemine ve yüreğine sağlık binlerce teşekkür sana beni çocukluğuma götürdüğün için