Bir dağ yatağa yattı
Boğazda güneş battı
Altmışyedi tur attı
Yıl döndü, hüzün kaldı.
Varlığıyla ohlandı
Yıldızlara basa basa yürürüm,
Geceleri gömüp ayak izime.
Ardım sıra yokluğunu sürürüm
Hatıralar derman olur dizime.
Boşluk dişler yüreğimi morartır.
Hele bir yol durun ülfet eyliyek
Dinleyin beni de yür'ün turnalar,
O zeytin gözlüye türkü söyliyek,
Götürüp muştuluk verin turnalar.
Öyle bir gidin ki zaman duymasın,
Birgün çözülecek katı yüreğin,
İçinde bir avuç kül bulacaksın.
Özlemim kalacak ölene değin,
Aynada kendini el bulacaksın.
.
Beni göreceksin baktığın yerde,
Daldın yine deli gönül maziye,
Gitti, gayrı geri gelmez hamaylı.
Kurt acır mı tenha bulsa kuzuya,
Ağlasan da yaşın silmez hamaylı
Toygun olmuş, bakma, başın döndürür,
Beni toprağımla yargılayanlar,
Bu şekva sizedir, durun, dinleyin,
Yüzü maskaralı sinsi çiyanlar,
Arz-u halim vardır, bilin, anlayın.
Ben şark çocuğuyum, inkara gelmez,
Keşiş Dağları’nda yağmur atıyor,
Postalımız çamuruna batıyor,
Duldada Cemo can yorgun yatıyor,
Gücümüz tükendi vay daye daye,
Sevdalanmak suç mu? Bu takip niye?
Bir güz akşamıydı, hava serindi,
Yağmur yağıyordu,ıslanıyordum.
Ağzımda sigara, yaram derindi,
Gökyüzü donuyor, ben yanıyordum.
Bir mahkeme kurdum denize karşı,
Yüce dağdan sana geldim Can Suyum.
Yüce dağlar boran olur, buz olur
Kartal kanat çırpar, çiçek toz olur
Yiğidi güldüren, güzel kız olur
Seni görüp mutlu oldum Can Suyum,
Parke taşlarına serdim hasreti
Üzerinde gezdim sabaha kadar.
Ömür destesine derdim gurbeti,
Avucumda ezdim sabaha kadar.
Bir dolunay vardı, bir de ben vardım,
Antolojide tanıdığım ilk 'insan'...tavırları ve asilliği ile örnek alınacak bir bilge...