Munzur dağı gibi yüksekten bakma,
İnersin ovaya, havan bozulur.
Gönül sarayına kibiri sokma,
İncitir, yıpratır, sıvan bozulur.
Çeşm-i siyahına sürme çekersin,
Geceler, geceler, dostum geceler,
Kaldırımlar yatak, gökyüzü yorgan...
Geceler; içimde yüklü heceler
Cümleler, boynuma dolanmış urgan...
Siyah saçlarına dolanır gönlüm,
Durgun sularına dalarak dilin
İnciler çıkartır, dizerim boy boy...
Silin varlığımı aynalar, silin,
Bir başka boyuta sızarım oy oy...
Şimdi seni bir görsem
Kendimi hatırlarım
İşte neden;
Sen değilsin
Bendeki 'sen'
Sırf bu yüzden
-Seni sevmiyorum-
Uzaklarda dağlar uyur ay balam,
Sarınmış sislere, yel ninni söyler,
Kokusu güneşi soyar ay balam
Vuslata meyilli yol ninni söyler.
Hatıralar gezer pınar başında,
Bakışlarından
Zikzaklar çizerek çıkan
Yalnızlıklara aldırmadan
Göynük zeybeği oynar gibi
Onurlu, vakur
Hayatı oynayan
Ben ki yüreğime yığınak yaptım,
Leyladan süzülen özellikleri,
En mecnun halimle hayatı kaptım,
Derdim ateş ateş güzellikleri
Nazlı bir gülüşe gömdüm hayatı,
Tut ki; kılpayı sevmişim seni,
Yarım yamalak,
Gece susamışlığıyla,
Issız dağ başlarında
Kekik kokusu kadar...
Bu, sana yazdığım bir şiir değil,
Belki de sonsuzluk güftesidir bu,
Eğil deli gönül, kabul et, eğil,
Umut yıllarının ertesidir bu.
Nemli bir bûsenin buharı gibi,
Bilir misin gözüm Bayburt ilini?
Ateşine gurban, külüne gurban.
Bülbül selamlıyor gonca gülünü,
Bülbülüne gurban, gülüne gurban.
Anamın, atamın vatanı Bayburt,
Antolojide tanıdığım ilk 'insan'...tavırları ve asilliği ile örnek alınacak bir bilge...