Osman Öcal Şiirleri - Şair Osman Öcal

Bir Sefilin Hikâyesi

Bir sefil kişi vardı; aklı perişan idi.
Derbeder olan kulun, hâline beyan olur.
Neydi varlık sebebi; bilmez huruşan idi?
Zamana değer vermez, her günü ziyan olur.

Sevdamız Bir Gülistan

Ay düğümlü simanın mehtabında gezerken,
Duvaksız geceleri bin bir renge bezerken,
Vuruldum lapa lapa aşk efsunu çözerken.
*****Her damla kızıl kanar tele dargın şirazım,

Duha Koca Oğlu Deli Dumrul Destanı(GÜLCE- BULUŞMA)

Yüce Oğuz elinde Duha Koca’nın oğlu,
Yiğit bir er var idi Deli Dumrul adında.
Adı şanından gelir hem cilasun hem deli,
Biz yazalım destanı siz okuyun tadında.

Selamsız Diyardasın Donuyor Ay Işığım

Maziye dalıyorum hasretinle yanarken,
Selamsız diyardasın donuyor ay ışığım.
Peymaneler çaresiz yaram kızıl kanarken,
Selamsız diyardasın donuyor ay ışığım.

Bir Yüreğe Tek Kurşun(KİNAYE AĞIRLIKLI)

Taş kesildim beklerken yollarda kaldı gözüm,
Muhtacım bir selama rüzgâra geçmez sözüm.

Bir bağbanın bağında gül de biter diken de,

İlkbahar Yağmuru (SERBEST MÜSTEZAT)

Yağar yağmur
Tarlalar, bahçeler, sokaklar çamur
Çocuklarda bir sevinç, tuttururlar bir tempo;
‘’Yağ yağ yağmur

Murabba(TÜRKÇE)

Yıllarım gam yüklü gönlüm dardadır,
Yolcuyum çöllerde derdim turdadır,
Sürdüğüm iz yandı mevsim hardadır,
Turnalar; gurbette nazlım nerdedir?

Yanar Gezerim(Musammat Koşma)

Ömür darasında-aşk turasında
Gönül serasında-yanar gezerim
Gözün karasında-kaş arasında
Vurgun yarasında-yanar gezerim

Ciğerpare bir Kurt Düşer(DÖNENCE)

Çağlar gözyaşları yoktan, ölür gider kara yaslı;
Binlerce yıl ömrü olsa, kapatmaz yarayı çağlar.
Bu derde derman mı olur, al yanaklı ulu dağlar;
Dağlar kuzunun özlemi, tüter sine kara yaslı.

Gülistan Vermeden Himmet(GÜLİSTAN)

Yanarken dertli bir mecnun; su, çölden savrulan rüzgâr
Bulunmaz her yürek sargın; sazından çalmayan bilmez.

Neyinden mey sunanlardan, figan kalkar boğar hasret