Yanılsama insanı ısıtan bu ışık
Yeşeren çayırlarım değil
Çiçeklerimin rengi yok
Kırmızı yok sarı yok mor yok
Tarlamda su ocağımda kor yok
Yeşeren umudun
Kolkola yürüyordu sevgililer
Bir yağmur yağıyordu gürleyerek
Bilsen ne çok seviyor seni bu yürek
Dedi genç kız gülümseyerek
Bilmem kaç zamandır istiyordum senin gibi birini
Tutuyordum yokluğunun matemini
O köye gazete hep kasaba pazarından gelir
Ve gazete dedikleri bir çeşit ambalaj malzemesidir
Boşuna böbürlenir hiyeroglifçi profesörler
Bir çocuk daha buruşmuş bir sayfadan
.....................................................................okumayı söker
Gecede kaçışır kelimeler
Serçeme beni çağırıyor
Israr etmeyin gitmeliyim
Çoğalamadım bu ellerde
Toprağımda bitmeliyim..
Daha yürekten bağır
Bir ağıt bir bozlak çağır
O gece bir delikanlı
Yatakta kıvranıyordu
Soğuktan vücudu
Yalnızlıktan ruhu
Ürperiyordu! ....
Sokakta bir deli
Yaşamak; kızyurdunun kapısında
Saatler son girişe beş kala
Sevgiliyi öper gibi
.................................şehvetle yaşamak..
Yaşamak; mahpus iken,radyo başında
Bilmem kaç bin volt geldi
Ayrılığın gerilimi
Gittin de unutabildim mi sanki?
Mümkünü yok kaldın yüreğimde
Üçüncü dereceden yanık gibi! ....
Yine seversin demiştin
Ne ayrılıklar yaşarsın yine
Hep zor gelir insana gitmek
Bu da benden olsun ey yitik sevgili:
Böylesi ayrılık için önce
Böyle derin sevmek gerek! ...
Öyle bir gidişin vardı ki
Kararmıştı elbisen
Cenaze uğurlar gibi
Kararmıştı gökyüzü
Bulutlar benden önce hissetmişti söyleyeceklerini
Ve dahi söyleyemeyeceklerini
Balkonda şarabımızı yudumlarken tavla oynadığımız, sohbet ettiğimiz geceler geride kaldı belki. Ama dostluğumuz, arkadaşlığımız baki kalsın Sevgili kardeşim. Sana bu mesajı Kabil'den yazıyorum. Askerlik görevimin bitimine 22 gün kaldı. Kendine iyi bak İmparatoree...
Bir tabutun kapağını örter gibi,
Kapandı ardından tahta kapı....
yüreğinze sağlık...
osman kılıç'ın şiirlerini beğenerek ve ilgiyle okuyorum. başarılarının devamını dilerim.