Zamansız bağıma çöktü bir hazan.
Döküldü çiçeğim dalda ne kaldı?
Sürünsün kovanda düzeni bozan.
Arısız yapılan balda ne kaldı?
Ben seni taşırdım alır sırta da,
Ağladık olmadı güldük olmadı,
Yav olmirse olmir neydah ölah mi?
Koydum boş dolmadı dolu almadı,
Yav almirse almir neydah ölah mi?
Anlamaz derdimi dinletsem yâre,
Erzurum’da doğmuş gurbete çıkmış,
Aman dokunmayın kendisi nazda!
Gelmiş Kırşehir’de çadırı yıkmış.
İzmir’de konakla, gidip biraz da.
Öyle bir soğuk ki her yanı buzlar.
Edalı konuşmak maharet ise,
Kimse su dökemez eline senin.
Dışarda yağmur var bak, çise çise,
Kehkeşan dolansın beline senin.
Zalime sert bakıp kaşın yıkarsan,
Bir ucun dayanır ta Kızıl dağa
Sivas’tan bir selam sal Kızılırmak
Nevşehir bezendi bahçeye bağa
Her bir yana saldın dal Kızılırmak
Suların kumludur tuzlu acıdır
Annemin karnında doğmadan önce
Korktum dizlerimin bağı çözüldü
Göz açtım dünyaya sanki işkence
Korktum dizlerimin bağı çözüldü
Çabucak büyürüm diye belledim
Herkes belki sever gibi görünür,
Ben gibi yürekten yanan bulunmaz.
Zahirde üzülür kisve bürünür,
Uğrunda yaş döken anan bulunmaz.
Hep kendine yontar niye keserin?
Elimi uzatıp tutmam elini,
İstersen yanıma gel bundan sonra.
Ne var ne yok diye sormam halini,
O yar benim için el bundan sonra.
Her yanım yalnızlık ne olsun daha?
Sana yönelişler belki bu yüzden,
Herkes seni över bence de sen!
Karabatak gibi kayboldun gözden,
Bir gece anısızn gelip “Cee! ” Desen!
Sen öyle bir sev ki değsin canıma,
Ne olacağım de, ne oldum deme!
Başa neler gelir belli mi olur?
Kurular düşünsün yaş kaldım deme!
Yaşa neler gelir belli mi olur?
Eller fetbaz olmuş seni kandırır,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!