Beni zar ağlattın ortada koydun.
Sufatın töküle boyun devrile.
Sülük gibi emdin kanıma doydun.
Sufatın töküle boyun devrile.
Şer bela yolunda yorgun dizlerin.
Esti sam yelleri yaprağım soldu
Kırdı dallarımı eğdi bu sene
Meyvemi dalımda taşlayan oldu
Döküldü yerlere değdi bu sene
Sağır Sultan duydu o yar duymadı
Hele dinle beni canım gardaşım
Neler anlatayım sana sırdaşım
Bak bar başını çekiyor Dadaş’ım
Görmeden Erzurum’u gördüm deme
Al bir Oltu taşı tespih hediye
Elimde bavulum, sırtımda heybem.
Gurbet yollarına çıktım ah çektim.
Ben de bilmiyorum ne yana gidem.
Sağıma soluma baktım ah çektim.
Bir oda verdiler koca bir handan.
Ne haldeyim bak derdinden?
Sevdim amma diyemedim.
Sen giderken ben ardından,
Evdim amma diyemedim.
Gönül arar hep gideni.
Sözden anlamayan,yola gelmeyen
Saçını başını yolsun bana ne
İnsanı sevmeyen kıymet bilmeyen
Aleme maskara olsun bana ne
Yüze dost görünüp kuyu kazanın
Bir ömür yaşanmaz kederle yasla,
Açsın yüreğini eklesin beni.
Bir kalpte ikiye yer olmaz asla,
Gönül hanesinde teklesin beni.
Çalıştım dünyada hani yevmiye
Üçgenden çemberden türlü şekilden,
Kare bana geldi bir sen gelmedin.
Dert ortağı olan ıslak mendilden,
Hare bana geldi bir sen gelmedin.
Bugün ağlamalı vurmalı döşe,
Filistin yolunda giderken kervan.
Kuduz köpeğini ürdürür coni.
Sanmasın epeyce sürer bu devran.
Bir gün boynuzunu kırdırır coni.
Allah kahreylesin eylesin viran.
Görünce hokkabaz bir ibret alır.
Büyümüze bile kılıf uydurduk.
Minareyi çalmak çok masum kalır.
Köyümüze bile kılıf uydurduk.
Gözümüz açıldı sanma semeyiz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!