kuzeyden güneye sarkan umutlar
beni kendisine hayran ediyor
ibrahim elinde kırılan putlar
gizli düşü açıp üryan ediyor
şehadet parlayan bir ışık gibi
Eledi gülüşüm o yeşil ismin
Bu mimar-ı sihrin gece nabzımda
Gurup mevsiminde çağlar hayalin
Yaşatır hüznünü hece nabzımda
Beyaz bir türbe bu yatırı kimdir
istanbul yağ atıyor
fatihi görünce
devletin askerleri
devletin topları hazır
madden ve manen
namazdan sonra
Binlerce rüyadan kaçı aklında
Kaçını yaşadın sen insanoğlu
Kaç kez yanlış yaptın kaç kez düzelttin
Sana bel bağladım ben insanoğlu
Yaptığın hatayı dönüp de sayma
kahreden bir şarkıya sunulacak
her akşam bir güneş
umutsuz ve karanlık
pamuk prensesi olmayan
muhiddini arabi okutulacak
akasyalarla karakollara yansıtılarak
kırk yılı hızardan geçirdim ama
işe yarar bir şey çıkmadı gitti
gelecek kaygısı düşürdü gama
gönül odu pamuk yakmadı gitti
dünya iki arşın çukurmuş meğer
Karaağaç çiçek açmaz dalında
Kavağın bokundan geçilmiyor bak
Et karışmış karabaşın yalına
Önünden bir yere kaçılmıyor bak
Kurtla kuzu aynı safta mırlanır
benim güzelliğim
öğrencisiz öğretmen
okulsuz çocuk
gecelere gizli
acılardan ders alan
hükümete veren
istemem sahte dostluğu
kem bakacak göz istemem
göllerimde gezsin kuğu
üzerimde buz istemem
pazar pazar gezer tacir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!