Neler duyar insan, durup dururken;
Aya gider adamlar, adım başı makineler,
Herşey güzel gitmektedir,
güllük gülistanlık.
Sonra birden uyanıp, görürsün gazeteyi,
Zaman iki bine geldi bak,
Yozlaştı epeyce sevdalar,
Eskiden mertçe tutulurdu insan,
Şimdi dil sürçer oldu.
Nasıl savaşırdı önceleri insan?
şu kışlar var ya, çiğlere nispet;
neler yapar adama; kusur işler!
buz keser eli kolu, çama sor!
biçâre canıma, koğudur dili;
-yara, kısır!
Yağmur sonrası gökten,
-ben korkarım önce;
Gözüme perde iner, yoksan!
Şimşek artığı cümbüşe döner, ipten;
-şeytan uçurtmasının yanık kuyruğu!
İçlendim bak,
bu havada yağmur yağarken.
Biliyorum, yine kandıracaksın beni;
'Yağmurlar, kışın yağar' diyeceksin
Yaz yağmurunu unutma, akıllım!
Salla dilin şerre, hadi durma!
Çarpar bir yere nasıl olsa
Kafana zerre onca bilgin
Sana köstek, be usta!
Nurunu döke inci kitabın
Beşer kaypak işli, alengir bol
Boşver onları sen, dişli ol.
Mert ile içli dışlı, yalana küslü
saati geç, karasına düşer ala satır
en acı geceyi seç; darasını sor
deşer yarasını; çeri felek
çıra, kor; dili, kör
kılı, kırk yara;
çakı, şer; kiri, kin;




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!