Emeller uzak,
Yollar kısa,
Vicdanlar tutsak
Alem fersah fersah.
Sınırsız sanılan düşler,
Toprağa düşen nice canlar.
Geçti zaman,
Kalan meçhul.
Ömür bu:
Kimine otuz,
Kimine yetmiş.
Öyle yada böyle,
Son demindeyim zamanın
Her yanım kış
Üşüyorum
Renklerden hep siyahım
Karamsarlığım ondan
ÖZLEMİMSİN
Ben aşkına mahkum
Ruhumda prangalar.
Zındanında geçiyor,
Bir el dokunur en hisli yanlarıma
Bir anne feryadı düşer yüreğime
Bir babanın çaresizliği
Vurur alnımın ortasından
Savaşların coğrafyasında
Duygular ağır ağır,
Düşünceler
Sebepsiz.
Mevsim bahar,
Yüreğe dokunan kar tanesi
Sebebsiz.
SEN
Gül olup rengimi, kuş olup kanatlarımı kıskandım,
Bütün şehir çöl, sen ise serap susamışlığımda,
Bütün şarkılar seni fısıldıyor kulaklarıma,
Bütün kalemler seni yazıyor şiirlerimde
SENİ SEVMEK
Seni, gülüşü gül olup da açan sevgilim,
Uzandığım her kapıda yüzümü saran esintisin.
Seni yürüyüşü yağmur, kokusu nergis
Her gecenin sabahında
Sana açtım yüreğimi,
Lisanı hal ile.
İlmek ilmek nakşettim seni,
Duygularımın senli yanlarına.
Hayallerim seninle şekillendi
Bugün sonbahar misaliyim
Tükettim ilkbaharımı
Toprağa bıraktım umutlarımı
Sebepsizce sakladım gözyaşlarımı
Umutsuzca sevdim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!