Yeşerir aşk tohumları,
Eriyen buzlar altında.
Leyla-Mecnun âşıkları,
İsm-i aşkın çöl faslında.
Zuhr-i aşk sende aslında.
Ben Garîp ömür sürdüm, hatalarla bir oldum.
Pür ü pâk abdest aldım, akan suda kir oldum.
Uslu kediyim sandım, nefse tâbî şîr oldum.
Şimdi kurtlar hükmünde, âciz fânî pîr oldum.
Her an pişman olmak, cümle günahlarına.
Bu da bir nimettir, lâkin anlayanına.
Mahlûkat sevâbın toplamış kefesine.
Ey Garîp sen de günahın al yanına.
Gelip geçer yıllar, bir sel misâli.
Şu insanoğlunun, şaşırtır hâli.
Sanma güven verir, hâl ile kâli.
Zanneder kendini, âlâ ü âli.
Ne bir devâ sundum size, ne bir yolu ettim ta'rîf!
Özde pinhan nice esrâr, bihakkın müdriktir ârif.
Dalıp da vurgun yedim, gözlerinin nemine.
Mavi gök vâsıl oldu, damla damla zemine.
İçimde bir volkan, alev alev yanar.
Îzâhı imkânsız, neden patlamıyor?
Beni yakma artık, arza müjdele nâr.
Münzevi, kendini, hiç isbâtlamıyor!
Derin, sessiz ve karanlık,
Sefer sonsuza, ruhum bekleyişte.
Devamını isteyen yok, fikirler anlık.
Bedenim yorgun, kalbim tekleyişte.
Ölüm gelir yavaş yavaş.
Anlamazsın be arkadaş.
İster isen onla savaş!
Gene gelir yavaş yavaş.
Hiçbir günah beyaz değildir, hiçbir tövbe kara.
Senin bir bakışın için düşeyim âh u zara.
Dileklerin emirdir, kölen bu Garip.
Yeter ki mecnûn etme beni o bakışlara.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!