İçin için dökülmeye başladı.
Zamanı dolmuş sıvalar parçalanmaya,
Kalıntı oldu!
Biraz ihtiyarlaşma,
Azıcık soluklanma,
Öncesi hep o!
Bu gece çok meşgulüm,
Bekledim ve hazırlandım karanlığa,
Her şey hazır!
Ben,
Masa,
Ve gece…
Yalnız balık tutulmuyor.
Hangi vakit uzansam oltaya,
Deniz duruluyor, gün duruyor.
Bir tas su da bakılan fal gibi,
Denize resimler yansıyor.
Yine hesaplaşma anı,
Sana yalan söyleyemem,
Küsersin! Gün geldi. Gidiyorum.
Belki düşlediğin bir sevgili gelir,
Sarılırsın hasretinle.
Giden gelmez geri dönmez.
Bilmiyorsun daha.
Ayrılığın aydınlatacaktı yolumu,
Sancılarım mola verince öyle sandım.
Nasıl bakarım ardından, sürüklenemeyince peşinden.
Gidemem.
Gecelerime ay olan gözlerinde, hep uykuya dalmak isterdim.
Yatağın yatağım olamadı, korku girdikçe koynuna.
Umduğunu değil,
bulduğunu…
Ne ummuştun? ne buldun?
Umduğun kişi misin?
Yoksa buldun mu kendini?
İnandığın gibi yaşıyor ve yaşatıyor musun?
Gözüm de canlandı anlar.
Elmacık kemikleri,
Sinema dokunuşları.
İlk göz ağrısı,
Sonra,
Tek damla yaş,
Hakkında konuşacak bir sevgili,
Olmadı,
Tanımadığım her kadın,
Kurtuluşum.
Ya da felaketim.
Hep düşmana dönüşen,
Uykuların kaçar geceleri,
Bir türlü sabah olmayı bilmez.
Dikilir gözlerin kaybolduğu noktaya,
Delici bir uğultu başlar kulaklarında.
Ne ayağın halden anlar ne yüreğin.
Dönmez köşeden beklediğin gölge.
Dostum ben gidiyorum.
Türk filmlerindeki sahneler geliyor aklıma,
Senaryolara sığdıramıyorum kendimi,
Sanki gözlerim kanıyor,
Hayallerimin yerini gözyaşları alıyor.
Sağır ediyorlar algınlığımı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!