Beden yağmalanıp, yıkık harapken
Gönül dergâhında ulu göründüm
Dostun ellerinde bir tas şarapken
Badeler içinde dolu göründüm
Bazen şaşkın zümrelere benzedim
Yavşaklar yavşak doğar, gene yavşak ölürler
Beyler bey gibi yaşar amma uşak ölürler
Adam olmakta gözü olmayan semer ehli
Dünya’ya sıpa gelir, büyür eşek ölürler
20 Kasım 2014-Gaziantep
Halime bakıp ta gizlice gülme
Beni bu hallere getiren sensin
Varsın aksın! Şu gözyaşımı silme
Mıh gibi beynime oturan sensin
Karanlığa esen sevda yeliyim
Dün gece gelip te girdin düşüme
Hayaline esir ettin sen beni
Nerden çıktın bela mıydın başıma?
Amansız ateşe attın sen beni
Saatler işleyip gitti ben durdum
Kendini o kadar yüksekte görme
Sen Benim Aşkıma Küçük Gelirsin
Ben senden vazgeçtim, gönlünü verme
Sen Benim Aşkıma Küçük Gelirsin
Ben neyleyim? Senin o bahtın kara
Gel diye bana bir haber
Salmasan da sen bilirsin
Gelip benimle beraber
Ölmesen de sen bilirsin
İşte yeşerdim de soldum
Yanımdayken ölüm bana ne yazar?
Tutuşur yanarım senden habersiz
Bir gün bedenimi sararsa mezar
Eceli kınarım senden habersiz
Bir türlü çıkmazsın akıldan, serden
Bu yurdun bağrında kanayan yara
Sarılacak elbet, sarılır bir gün
Atamızın baş koyduğu şiara
Varılacak elbet, varılır bir gün
Bir sabah yeniden dönecek dünler
Senin varlığından haberin olmaz
Uzaklarda bir can seni düşünür
Öyle bir çile ki, vadesi dolmaz
Her saniye, her an seni düşünür
Hasrette neylesin güneşi, ayı?
Bir bayram sabahı yurduma vardım
Birde ne göreyim? Köyüm değişmiş
Ahbabın, yarenin hatrını sordum
Emmim uzak durdu, dayım değişmiş
Doksan yaşındaki ninem hastaydı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!