Düştüğü çamurdan usulca kalkarak
Kadere bir sitem eyledi İstanbul
Yaktı gemileri, kendini yakarak
Bir isyan şarkısı söyledi İstanbul
İntihar etmeyi ne kadar istedi
Zaman ateş olmuş yakıyor seni
Bu yangından sön de ağla İstanbul
Moda cephe almış yıkıyor seni
Gel kendine dön de ağla İstanbul
Geceleri geçtin sabah boğuldun
Tutunduğun aşkın kirası sende
Boşa ah-ü figan eyleme gönül
Bütün insanlığın yarası sende
Derdini yabana söyleme gönül
Aslı kötü olan seni ne bilsin?
Zalimlere karşı çek kılıcını
O namert boynuna çal be İstanbul
Dünya’ya yeniden göster gücünü
Zamandan yerini al be İstanbul
Riya çamuruna düşüp batmışsın
Yıllar yılı şu Dünya’ya
Gelen ağlar, giden ağlar
İnsanlar gün saya saya
Ruhu çürü, beden ağlar
Yoldaş olup çile, sızı
Medeni mollalar taraf tutarlar
Kürsülere çıkıp nutuk atarlar
Cenneti ipotek almışlar zaten
Cehennemi parselleyip satarlar
10 Ocak 2015-Gaziantep
Tarihin mimarı ey yüce millet
Ben sözümü yedim hoş görün n'olur
Aldı benliğimi düştüğüm zillet
Ben sözümü yedim hoş görün n'olur
Yüzümüzde maske din ile iman
Güneş devrilip de akşam olanda
Bizim garip eller düşer aklıma
Gurbet elin çiçekleri solanda
Köyümde ki güller düşer aklıma
Burada insanın yüzleri zerrak
Bir gece vaktiydi sana geldiğim
Gecenin kalbinde tandın Ankara
Mavi semasında mana bulduğum
Zamanı deviren andın Ankara
Şu harap gönlüme mührünü vurdun
Bakın şu halime can-ü yarenler
Issız sahralara itti aşk beni
Sırra agâh olup mana verenler
Dipsiz bir kuyuya attı aşk beni
Perişan halime şad-ı oynadı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!