Gençlik bir kitaptı, okuduk bitti;
Canım bahar geçti çoktan, kış şimdi.
Hani sevincin, o cıvıl cıvıl kuş?
Nasıl, ne zaman geldi, nasıl gitti?
252
Kalıbımı şu topraktan söktüler,
Kötülükler toprağıma çöktüler,
Bundan daha iyi olamam, çünkü;
O potadan beni böyle döktüler!
Kul olup bir güzele gönülden
Geçtik her bağdan, her tövbeden
Herkes koyu müslüman döner
Biz putperest döndük kabeden
Dostlarımdan korkarım
Dostlarım
Ama ben
Dostlarımdan korkarım
Madem bizler çamurdan halk edildik,
Sebep ne ki; Hak tanısın eksik, gedik?
Kusursuzsak neden bizi kırıp döker?
Kusurluysak acep kimde bu eksiklik?!
Ben olmayınca bu güller bu selviler yok,
Kızıl dudaklar mis kokulu şaraplar yok,
Sabahlar, akşamlar, sevinçler, tasalar yok,
Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok.
273
Her gün her gece içmek, bitmeli; tövbe!
Dolu kadehi artık itmeli; tövbe!
Tam şimdi gül zamanı, her yer gül olmuş;
Tanrım; artık tövbeye etmeli, tövbe!
Ben, gönlü temiz insana kurban olayim,
Gezsin basim üstünde benim, hos tutayim,
Ham insani al karsina, söylet azicik,
dön, sonra cehennem ne imis, gel sorayim.
Kadeh bir bedendir, içinde can var can
Candır kadehin bedeninde camlaşan
Donmuş sudan ateş süzülür sanki
Erimiş yakut, gönül sırçasından
Meyhanede kendini bilenler bulunur
Benim varlığım senin yaptığım bir nakış
Türlü güzel renklerini senden almış
Kendimi düzeltmeye nasıl varsın elim
Senden güzelini yapmak bana mı kalmış
Kim demiş,
Haramı, helali bilmez Hayyam.
Senle içilen şarap helaldir ,
Sensiz, içtiğim su bile haram!
Akıl ve sevda küpü Hayyam, iyi ki geçtin dünya/m/dan...
Hayyam o dönem ne yazdıysa, halen ve gelecek zaman içinde geçerli.
hayyam sanki aşkımızı anlatmadan biliyor and duygularımızı