Kuyruğun zatından uzun,
Bastırmaya acelen ne!
Duvarlara kulağından,
Astırmaya acelen ne!
Sıkıldım, ayrıldım senden,
Dünya zalim kral, ben asi köle,
Bir savaş başlattım; bir mücadele.
Karşı safa geçti vicdanım bile...
Nefer nefer saf saf kırılıyorum.
Kan revan içinde bu bakışlarım
Seninle, bir de sensiz,
Ruhum, ya tam, ya bedensiz,
Rüzgarın
Ellerinde sessiz
Beklerken ağlıyorum bir tanem...
Çok acılar çekmedim,
Yıkılmadım bir vakit.
Feleğin çemberinden,
Geçtim demedim, haşa!
Tepindim arş üstünde,
Semirdim de semirdim.
Hep başkasının hüzünleri, başkasının;
Omuz bizim, teselli bizim, dert başkasının.
Ne kadar ortak ta olsak efkarına,
Gözlerinden akan yaşlar başkasının.
Ağlamak, kendimize ağlamak, heyhat!
Saatlere bakarım,
Yaşadığıma 'inanmak' için.
Sonra aynaya,
Donuk bir buz kristali,
Göz bebeklerime...
Sonra...
Gözüm keskin tırpanda,
Dünya zindan değil mi!
Ölenlerinki can da,
Benimki can değil mi!
Açık kafes, semavat.
On kere de denesen faydasız, bin kere de.
Yutkunursun, boğazda düğümlenir heceler.
Fark etmez hangi mevsim, hangi yarım kürede...;
Ah dünya, şu saltanatın,
Sallanır da yıkılmaz mı?!
Boşluktaki hüsran atın,
Koşmaktan da sıkılmaz mı? !
Beni benden etti bu hal,
İnsanı kusursuz gösteren ayna,
Beni görme; beni bana gösterme.
Yaktığın benliğin içinde kayna,
Sahte güneşini göklere verme.
Bıktım meleklerin huysuzluğundan,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!