Eski yol eskidi, başlangıca vardı ömür.
Sessizlikten ses geliyor, öyle içten öyle gür!
Sıcak bir karanlıkta hiç görünmüyor güneş;
Karanlık ışıl ışıl, yakmaya yetmez ateş.
Kazanların içinde kaynıyor pişiyorum;
İyice sarın beni, yine de üşüyorum.
Sormayın bana birşey, adımı da sormayın;
Zaman kavramı bitti, bilmem kaçıdır ayın.
Kanayan yaram nerde, niye akmıyor niye;
Yoksa toplayıp onu ettiler mi hediye?
Nerede kan pıhtısı, hani nerde cerahat;
Ne oldu bu başıma, niye böylesi rahat?
Birşeyler dokunuyor üstüme nakış nakış.
Kimseler tanımıyor, bu ne hâldir, ne bakış!
Niye beğenilmiyor yaptığım ince yorum?
Ben sağıma yatamam; rahatsızlık bu konum!
Bu sarıklı..Bu sakal.. Hele bir de bu cübbe!
Yerle mi birleşiyor yukarıdan gökkubbe?
Ev mi yapıyorlar ki tahtalar diziliyor;
Posta kutusu mudur, birkaçı çiziliyor?
O ne sestir ki öyle, tâ içimde yankılar;
Bana mı okunuyor yanık yanık şarkılar?
Anamın ellerinden sular mı döker güğüm;
Çiçeğini mi sular, boğazında bir düğüm?
Sesimi niye duymaz, tutmaz elimi annem;
Kimi sarıyor öyle, beni sarmıyor ki hem?
Ağlamamalı artık ''Büyür ona bakarım''
Öldü, diyormuş bana: Oysa ebedi varım! ..
Şebinkarahisar
30/04/2002 18:30
Erkan SavaşKayıt Tarihi : 3.2.2009 19:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Birazda neşeli şiir yazmalısınız
Okuyucunuz sıkılmasın derim
TÜM YORUMLAR (2)