Avunmuyor bu deli divane gönlüm,
Ne siyah beyaz resminle,
Nede hasret kaldığım,
Telefonun ucundaki sesinle,
Avutamıyorum bu deliyi.
Bu gün yine derdim efkârım var dağlar kadar,
Aşılmaz ulaşılmaz,
Hani derler ya;
Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır diye,
İşte öyle büyük efkârım var.
Kara kara bulutlar çökmüşler üstüme
Uzanıp ta dokunabilsem onlara,
Ah bir dokunabilsem onlar,
Onlarda ağlayacaklar tıpkı gözlerim gibi.
Dağılıp ta gitmezler üzerim den,
Sen kaldın bana bu,
Hani şu tarif edemeğim,
Arayıp ta dermanını bulamadığım,
Sol böğrümdeki sızı,
Hiçbir şey kar etmiyor,
Dün dolaştım el ele gezdiğimiz sahilde,
Yine hıçkırıklarım karıştı,
Martıların çığlıklarına,
Gözyaşlarım hiç sorma,
Onlar zaten hiç dinmiyor ki.
Bilirim yoktur bu derdin dermanı,
Kesip atmaktır tek çaresi,
Hadi doktor durma,
Vur neşteri kes al bu yarayı.
Kes al bu yüreğimdeki yarayı,
Kurusun yaprakların,
Dönsün gazele,
Ne baharı bilesin,
Nede yazı göresin,
Dinmesin gözünde yaşlar,
Sen beni mumla arayasın yar.
Neyleyeyim ben böyle aşkı sevdayı,
Beni umanlara saldıktan sonra,
Mecnun misali çöllerde yaktıktan sonra,
Sen söyle neyleyim ben böyle aşkı,
Sen kulken kul ettin beni,
Nereye gittiniz beni beklemeden,
Şimdi nerdesiniz çocukluğum,
Daha sana doymadan,
Ne çabuk geçip gittiniz anlamadım
Anlamadım ne zaman geldin gençliğim,
Ah bu zalim zifir karası geceler,
Beni benden alan,
Hiç sabahı olmayan geceler,
Düştüm yine sokaklara bu gecede.
Nerde bulurum ki seni,
Biten duygular adına yazılmış güzel bir şiirdi, kutlarım.