Yeni bir gün doğuyor.
Pencereme vuran ilk ışıklar veriyor müjdeyi,
Aydınlanıyor evler, sokaklar ve bahçeler.
Rengini saçlarından alan o kızılımsı hüzmeler.
Pencereme konan kuş bile seni anlatıyor.
Ey aşkın yangını,
Cevherini kalbimde sakladığım,
Bir nefesle yakıp, bin gözyaşıyla söndüğüm.
Susmaz içimdeki feryat,
Duyulur her nefes alışta,
İçimde hicranın sesi.
I
Bir sızı göç ediyor damarlarıma,
Adını bilmediğim bir diyardan.
Sanki gök delinmiş,
Cam kırıkları misali,
Doğanın renkleriyle dans eden çiçekler,
Gökyüzüne uzanan zarif eller.
Güzellikleriyle gönlümüzü coşturan,
Doğanın armağanları, büyülü varlıklar…
Papatyalar beyazın masumiyetini taşır,
Diyarbakır'ın küçelerinde dolaşıyorum,
Her bir taşı tarih kokuyor.
Binlerce yılın izleriyle doludur bu sokaklar.
Her sokağında nice hikayeler yatar.
Güneşin sıcaklığıyla yıkanır taşlar,
Diyarbakır Sokakları anlar beni
Daralmış ruhumun huzur bulduğu
O güzel sokaklar.
Ne güzeldir Dağkapı sokakları
Keçi Burnu’na giden o daracık sokaklar.
Fiskaya’dan Dicle Nehri seyretmek,
Bak yeşil bağlarında Diyârbekir'in,
Rüzgâr saçlarını okşar serin serin.
Tarih kokan sokaklarında dolaşırken,
Gönlümde sevgiye ahenkler düşer bir bir.
Kuşluk vaktinde minarelerin sesiyle uyanır,
Dokunsan yanacak gibiyim
Her bakışın bedenimi alev alev sarıyor
Gülüşün beni bir sevda masalına sürüklerken
Gözlerinde kayboluyorum.
Zamansız bir zamanda sonsuzluğa sürükleniyorum.
Ey Yolcu,
Burası fani bir dünya, virane bir handır.
Gelip göçer insan, bu yolda garip bir seyyahtır.
Ancak baki olan aşkın kendisidir.
Aşk ise, kıyısında kaybolduğun,
Dermanı olmayan bir yaradır.
Gökyüzünde ay karşımda dostum,
Geceye özlem dolanır içimde.
Çayın sıcak dumanıyla muhabbet tüter
Dostlukla anılar, can bulur hatıralarda.
Geceye serpilir umutların renkleri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!