Kurur gider susuz kalan bahçe,
İsmini anmazsam isyana durur lehçe.
Güzel gözlüm güzelliklerin hepsi sende,
Esmanın güzelliği aldı beni benden
Kelâmın güzeldi, bakışın hem de
Aşığa yine yol göründü
Uzak mı yakın mı
Senle mi sensiz mi
Bilemeden.
Aşık maşuka kavuşmak için
Seni böyle sevdiğimi bilseler,
Yok oluşumu izlemek için
Yakmaya kalkarlar beni,
Hz. İbrahim gibi.
Bilmezler ki sevginin ateşte daha da kor olduğunu,
Aşk dediğin şey nedir, bilir misin?
Seni bilmem ama...
İçinde de yanarsın, dışında da,
Aşk kavuşmak değil ki, bilir misin?
Aslolan yürekte aşkla yanmayı göze almaktır.
Yıldızsız gecelerde; onun hayaliyle yalnız dolaşmaktır.
SEN yarım kalmış yanım,
gök dudaklı, sevgi dolu bakışlı…
Kalbimin denizlerine derin izler bırakan,
Ve o derin denizlerde dünyaları barındıran…
Şimdi hangi sonsuz kumsallara tebessümler serpiyorsun,
BİLMESEM DE!
Bir garip aşığım senin kapında
Benliğimi arz ediyorum secdemde,
Ruhum sığmıyor kabına,
Bulunduğu yerde bile muhacir…
Göğsümün kıblegâhında sevdan
Ben;
Eskilerden kalma bir ağıt,
Bir iç çekiş,
Eski aşklardan geriye kalmış bir iz,
Ne bileyim belki sevgiye muhtaç biriyim…
Gözlerinde saklıydı tüm güzellikler
Umutla kilitlenmiş kapılara açılan…
Sen,
Belki bilmedin,
Ama dünüm, yarınım, yolum, soluğumdun.
Dünyanın alışılmış yalnızlığında,
Ellerime düşen bir yemin mi, yoksa yorgun bir dua mı?
Bilmiyorum.
Zamanın sırtında kırılmış bir yay,
Toprağın çatlakları arasında saklanmış,
İlk nefesin hikâyesini fısıldıyor.
Bozuk bir saattim ben,
Dakikaları hep sende duran.
Zaman, gece ve gündüz hep sen!
Dönüp, dolaşıyorum,
Uykusuz geceleri günlere bağlıyorum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!