..Niye vaz geçiyorum, neden tembelleşmeye başladım yazma konusunda henüz anlamış değilim. Yazmak için her koşulda fırsat yaratan ben, şimdiler de yazmamak için bahaneler uyduruyorum; yoruldum. Kendimi mahkûm gibi hissediyorum, belki duvarlar yok, belki görüş günlerinde demir parmaklıklar, cam ve telefon yok ama şimdi de bir şey yok. Mahpusluk sırasında bir beklentisi var insanların ,haftaya kim gelecek görüşüme diyev heyecanla beklemekteler.. Benim öyle bir beklentimde yok. Yok, yani, bunun nedenini araştırmadım, araştırmakta istemiyorum çünkü biliyorum, ağarım, ağırlaştı her şey sırtımda, ben bile bana ağar gelmeye başladım. Gülme ya, gerçekleri söylüyorum neden inanmıyorsun ki. Çok ciddiyim, çok yorgunum çok mahkûmum çok umutsuzum, ya da ben bir nevi depresyondayım o da olabilir.
Aynı köyün farklı mahallelerinde doğmuş, iki kız çocuğu olarak büyüdük. Daha sonra genç kızlığa adım attığımızdan beri beraberdik ve iyi iki yakın arkadaş olduk. Sonra bazı nedenlerden dolayı ayrıldık, ayrıldık ama bu ayrılıktan benim herhangi bir sorumluluğum ve de hatam yoktu, bu durum sadece gönül işiydi ve kendisine bir türlü müdahale edemeyişi ve de cesaretsizlikten kaynaklıydı. Verdiği sözlerin arkasında duramayıp köyden kaçışı, tamamen kendisinin hatasıydı eğer bu bir hataysa tatbiki de…
Atsam kendimi denizlere.
Yaksam tüm gemileri.
Sonra, karşısına geçip,seyretsem olan biteni.
Sarsa gökyüzünü kara bulutlar,
Hiç aydınlık kalmasa
Karanlığa gömülse tüm dünya.
Sende gidermiydin böyle? arkana bakmadan.
Geçtin gittin hayatımdan bir rüzgar gibi
Bir bulut, bir yağmur damlası gibi.
Kayboldun ufukta, sislerin arasında goremeden bile seni.
Sen de bırakıp gitin, fırtınalar koptu ardından.
Önemli olan sensin...
Ne kadar değişmiş olsan da
hemen aklıma sen geliyor
gözlerim seni arıyor
Yüreğim seni soruyor
Yitip gitmeni istemiyorum
Ağlamaktan korktum
gülmekten korktum.
Gözyaşlarımdan korktum
Bunun için akıtmam onları
Başkalarının akan gözyalarımı görmesinden korktum.
Düşüncelerimden korktum düşlerimden de.
Oy benim dertli başımda,
Arkadaşim,
Sırdaşım,
Yüreğim.....
Sana ne söyleyip,
Seni nasıl canlandırayım.
Neler yazmışım diye merakımdan.
Ama bakmadım bakmadığıma göre de okumadım
Sonra çekmecemden bir zarf çıkarıp adini yazdım
Büyük harflerle, yalnızca adini yazdım.
Adresini bilsydim gönderir miydim bilmiyorum.
Mektup cebimde, Cebim yüreğime yakin.
---
Ve anlıyorum ki..
Ellerimi uzatıp, hayatı bir kenarından
yakalamaya çalışıyorum ama
o hep uçurumun kenarında çıkıyor karşıma.
BENİ MAHVETTİN…
Güzel bir roman okur gibi;
Okuyorum yazdıklarını
YAŞAMAK, SADECE YAŞAMAK..
.. Fırtınaları unutmak için güneşi bekliyorum. Güneşi beklerken de hayaller kuruyorum eski günlerde olduğu gibi.
.En sık yaptığım şeyi yapıyor, yine derenin kıyısına iniyor en güzellerinden üç tane taş seçip elime alıyorum.
Sonra taşlardan birini dereye fırlatıp atıyorum, bu taşla birlikte gençliğimi de fırlatıp attığımı hissedebiliyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!