Sana öyle hasretim ki!
Kapandı yollarım, aşamıyorum.
Sana okadar çok şey anlatmak istiyorum ki!
Düğümlendi dilim, çözemiyorum.
Anlatsamda ne farkedecek ki?
Boş ver, unut gitsin!
Son çırpınıştı bu, son haykırış.
Güneşin son kez batışıydı.
Son kez baktı dünyaya ay
Yıldızlar son kez dans ediyordu.
Gece yalandan da olsa gülüyordu.
Akş, kasırgaya kafa tutmaktır
Yalnızlık ise
En günün ortasında,
ışığın yok olmasıdır.
Her şey yer değiştirdi
Bir sürü gülüş
Bir yürek dolusu nefes
Yanaklara doluşan o buseler
Her bir öpüşün mühürmüş gibi
Dalın muhtaç olduğu,
güldür dikendir.
Ne günah yanlış,
Ne sevap doğru.
Toprağın muhtaç olduğu
yağmurdur yağmur.
Aldırmasan zamanın kalleşliğine diyorum
O muğlak, o çemberi daralmış sefilliği bıraksan
Gülüşüne güneş doğsa bakışların sıcağıma aksa
nefesinle sönmüş ateşimi yeniden yaksan diyorum
Gündüz yavuz…
Sözüm sana bak derin yüreklim.
Bir zahmet edip,beni dinlermisin?
Bugün, şimdi, yarın çok geç olabilir.
Otur karşıma bir bak yüzüme
Gözlerini kaçırmadan
Sözlerimi kesmeden, beni dinle
Cevap yok mu? ... :)))
O YILLARA KURBAN OLMAK GELDİ İÇİMDEN BİR AN ÇÜNKÜ O YILLARDA ÖLÜM ACISINI YAŞAMAMIŞTIK, BİLE
Ne yapıyorsun?
ben mi?
SENİ YAZMAK.
Seni yazmak, seni kaydetmek istedim bu sessiz bu donuk bu güne.
Baktığım da beyazlar akıyordu gözlerinden yüzüne
Nefesin ise fırtına gibi esiyordu sanki arenaya çıkmış boğalar gibi
Seni anlatmak istedim bu sabah önüme çıkan ilk kişiye
Bir dokunsan yalnızlığına
Hemen ağlayacak.
Avuçlarında tuttuğu umutlarını
Salıvermek üzere
Öylesine sıkmış ki,öylesine bi durum işte
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!